liv sağlık köşesi

Osteoporoz Nedir?

Oluşturma Tarihi: 04.09.2023 10:16 | Son Güncelleme: 24.10.2023 11:47

Osteoporoz Nedir

Osteoporoz, kemik yapılarının zayıflaması, incelmesi ve kırılganlıklarının artması ile sonuçlanan kemik erimesidir. Kemikler canlı dokulardır ve sürekli olarak yenilenebilir. Kemik kütlesinin oluşması yaşamın ilk dönemlerinde başlar ve 20`li yaşlarda maksimum düzeye gelebilir. Kadınlar yaşam boyunca kemik kütlelerinin yaklaşık %30-40`ını kaybederken bu oran erkeklerde yaklaşık %20-30 `dur. Genetik, hormonlar, beslenme ve egzersiz gibi etkenler kemik kütlesine etki edebilir.

Osteoporoz gelişmesinde kemik kütlesi ve kemik kaybı hızlı gerçekleşebilir. Kemik kütlesi kaybı ile kemikler zayıflamaya başlayabilir ve kırılma riski artabilir. Bazı durumlarda bu kırılganlık öksürme, düşme veya eğilme nedeniyle oluşabilecek seviyede olabilir. Tüm yaş gruplarında olmak üzere kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görülebilir. Özellikle menopoz dönemine geçmiş kadınlarda yüksek risk bulunabilir. Çoğunlukla kırıklar kalça, el bilekleri ve omurgada meydana gelebilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir?

Osteoporoz olarak bilinen kemik erimesi, kemiklerin olması gerektiğinden daha zayıf ve daha az yoğun yapıda olmasıdır. Kemikler zayıfladığından dolayı kemiklerde kırıkların gelişme riski yüksek olabilir. Kemik kırıklarının yaygın olarak görüldüğü kemikler kalça, bilekler ve omurgada bulunur. Normal kemikler vücut ağırlığını taşıyabilir ve destekleyebilir. Yoğun ve güçlü olan kemikler çoğunlukla darbeyi emebilir ve etkiyi hafifletebilir. Yaşlanma ile kemiklerin yenilenme yetenekleri ve güçleri azalma eğilimindedir. Bu nedenle yaşlandıkça kemikler normalden daha kırılgan hale gelebilir. Osteoporoz genellikle sessiz ilerleyen bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla vücutta kemik kırılmaları görülmedikçe osteoporozdan şüphelenilmez. Bu nedenle osteoporozun erken evrelerinde teşhis önemlidir ve kemik kırıkları riskinin azaltılmasını sağlayabilir.

Kemik Yapısının Önemi ve Yaşla Değişimi

Kemikler yaşam boyu değişme ve yenilenme sürecine sahiptir. Yetişkinlik döneminde yaklaşık her 7-10 yılda bir hasar alan kemikler uzaklaştırılır ve yeni kemik dokusu oluşturulur. Bu kemiğin yeniden şekillenmesi olarak bilinir. 30`lu yaşlardan önce erken yetişkinlik döneminde sağlıklı beslenme düzeni ve ağırlık egzersizleri ile kemiklerin güçlü ve kalın olması sağlanabilir. Bu dönemde eski kemik dokusunun uzaklaştırılması ile yeni kemik dokusunun oluşturulması denge içinde gerçekleşir. 30-40 yaşları ve sonrasında kemiklerin yapılandırılmasında dengesizlikler oluşmaya başlayabilir. Eski kemik dokusunun uzaklaştırılması ve yeni kemiklerin yapılanması arasında dengesizlik olduğundan kemik kaybı gerçekleşebilir. Bu nedenle yaşlanma ile kemiklerin yapısı değişir ve kemik kalitesi azalır.

Erkeklerde osteoporoz, yaşlanma ve hormon üretiminde azalmalar ile yavaş yavaş gelişebilir. Kadınlarda osteoporoz östrojen hormonunun kaybı ile menopoz dönemi ve sonrasında görülebilir. Ayrıca kadınlar erkeklere kıyasla daha ince ve küçük kemiklere sahiptir. Bu nedenle osteoporoz kadınlarda daha yaygın görülebilir.

Osteoporozun Tanımı ve Etkileri

Osteoporoz, kemiklerin mikro yapılarının bozulması, kemik mineral yoğunluğunun azalması, kırık riskinin artışı ile karakterize sessiz bir hastalıktır. Kemiklerde kırılma gibi herhangi bir değişiklik görülmeyene kadar ilerlediğinden dolayı “sessiz hastalık” olarak tanımlanabilir. Kemik dokusunun içi bal peteği benzeri bir görünümdedir. Bu bal peteği dokusunun küçülmesi, zayıflaması sonucu kemik hücreleri arasındaki boşluklar büyümeye başlar. Bununla birlikte kemiğin dış yapısı da bozulmaya başlar ve kemik erimesi gerçekleşir.

Osteoporoza sahip bireylerde kemik kırılganlığı artabilir, darbe ve düşme sonucunda kırıklar meydana gelebilir. Osteoporoz vakalarında kırılan kemiklerin yeniden onarılması ve iyileşmesi zor olabilir. Bununla birlikte kronik ağrılara sebebiyet verebilir. Özellikle omurga ve kalça kemiklerinin kırılması ciddi olabilir çünkü hareketlerin kısıtlanması ve bağımsızlığın kaybedilmesi riski yüksektir.

Osteoporozun Belirtileri

Osteoporoz Belirtileri

Osteoporoz sanılanın aksine ateş, baş ağrısı vb. belirtiler ile kendini göstermez. Diğer hastalıklara kıyasla semptom göstermeden geliştiğinden dolayı sessiz hastalık olarak nitelendirilir. Osteoporoz gelişimi sürecinde çoğunlukla vücutta semptom hissedilmez veya fark edilmez. Yavaş yavaş ve gizli ilerleyen osteoporoz küçük travma durumlarında oluşan ani kırıklar ile işaret verebilir. Osteoporoz ilerlerken birtakım durumların görülmesi kemik erimesi hakkında ön bilgi verebilir. Bunlar:

  • Boyun kısalması,
  • Bel ve sırt ağrıları,
  • Kamburluk oluşması,
  • Nefes darlığı şeklinde olabilir.

Erken Dönemde Osteoporoz Belirtileri

Kemik erimesi genellikle erken evrelerde belirti göstermeyebilir. Bu durumun ortaya çıkması kemik kırıklarının görülmesiyle fark edilebilir. Bu nedenle kemik erimesinin erken teşhisi zor olabilir ancak bazı semptomlar teşhisin konulmasında yardımcı olabilir. Bu semptomlar şunları içerebilir:

  • Düşük kavrama ve hareket kabiliyeti kemiklerde azalan mineral yoğunluğu ile ilişkili olabilir. Düşük kavrama yeteneği kişilerde düşme riskini arttırabilir.
  • Kırılgan ve zayıf yapılı tırnaklar, kemik sağlığı hakkında bilgi verebilir. Bununla birlikte uzun süre suda kalmak, soğuk hava koşulları, oje ve oje çıkarıcı kullanmak gibi faktörleri hariç tutmak gerekir.
  • Çene kemiğinde kayıplar gerçekleştiğinde diş eti çekilmesi görülebilir.

Ek olarak kemik erimesinde ağrılar oluşabilir. Akut olarak başlayan ağrılar keskin olabilir.

İleri Dönemde Osteoporoz Belirtileri

İleri dönem kemik erimesi vücutta birtakım tehlikeli sorunların oluşmasına neden olabilir. Kırılgan ve düşük mineral yoğunluklu kemikler dış etkenlere karşı daha az dayanıklı hale gelebilir. İleri dönemde osteoporoz belirtileri şunları kapsayabilir:

  • İleri dönem kemik erimesinin en yaygın belirtilerinden biri boy kısalmasıdır. Omurga kemiklerinin kaybı ile boy kısalığı gerçekleşebilir.
  • Düşme, öksürme veya hapşırma gibi küçük stresler sonucunda kemik kırılması tetiklenebilir. İleri dönem kemik erimesinde kırık oluşması yaygın olarak görülür.
  • Omurgadaki kemik yoğunluğunun azalması ve çökmeler sonucu sinir sıkışmaları oluşabilir, boyun ve sırt ağrıları şiddetle kendini gösterebilir.
  • Duruş bozukluğu veya kambur oluşması özellikle sırttaki omurga kemiklerinin kaybı ile gerçekleşebilir. Kemik kaybı sonucu boyun ve sırt kıvrılabilir ve ağrılar ortaya çıkabilir.

Osteoporozun Nedenleri

Osteoporozun ana nedeni kemik mineral yoğunluğu ve kütlesinin azalmasıdır. Bu nedenle kemikler gücünü kaybedebilir, kırılması kolay duruma gelebilir. Kemik kütlesinin azalması birtakım nedenlere bağlı olarak oluşabilir. Ailede osteoporoz ve kemik kırıkları öyküsünün olması osteoporoz neden olur sorusuna bir cevap olabilir. Bununla birlikte yaşlanma süreci osteoporoz gelişmesine katkıda bulunabilir. Yaşlanma ile birlikte herkeste kemiklerin zayıflaması görülebilir ancak bu durum bazı kişilerde daha hızlı olabilir. Postmenopozal osteoporoz nedir sorusuna basit olarak kadınların menopoz başlangıcıyla birlikte hızlı bir kemik erimesi sürecine girmeleri şeklinde cevap verilebilir. Yaşlandıkça vücutta doku onarımı düştüğünden kemiklerde yapısal zayıflık ortaya çıkabilir. Osteoporozun bir diğer nedeni cinsiyet hormonları olan östrojen ve testosteronun azalması olabilir. Bu hormonlar kemik yapılarının korunmasına destek olduğundan yetersizlik durumunda menopoz riski artabilir.

Kemik Yenilenmesi ve Osteoporoz

Osteoporoz Kemik Yenilenmesi

Yaşam boyunca kemikler yenilenme süreci geçirir, eski doku uzaklaştırılır ve yeni doku oluşturulur. 20`li yaşlara kadar eski dokunun parçalanması ve yeni kemiklerin yapılması süreci hızlıdır. Bu dönemde kemik kütlesi artar, 20`li yaşlardan sonra bu süreç giderek yavaşlayabilir. Çoğunlukla maksimum kemik kütlesi 30`lu yaşlarda oluşabilir. Ancak yaşlanma ile birlikte bu üretim hızı düşeceğinden kemik kütleleri normalden daha hızlı kaybolabilir. Maksimum kemik kütlesi genetik ve etnik kökene bağlı olarak oluşabilir. Osteoporoz gelişmesi oluşturulan maksimum kemik kütlesi ile ilişkili olabilir. Bu kemik kütlesi ne kadar yüksek olursa osteoporoz gelişme riski o kadar düşük olabilir.

Osteoporozu Tetikleyen Risk Faktörleri

Kemik erimesini tetikleyen bazı risk faktörleri bulunabilir. Ailede osteoporoz ve kalça kırığı geçmişi bulunması başlıca risk faktörleridir. Osteoporoz risk faktörleri olarak kabul edilen diğer seçenekler şunlar olabilir:

  • Yaşlanma,
  • Kadın olmak,
  • Sedanter yaşam (hareketsizlik),
  • Erken menopoz ve östrojen eksikliği,
  • Uzun süreli antiepileptik, protein pompa inhibitörü ve kortikosteroid tedavisi,
  • Endokrin ve kronik hastalıkların varlığı,
  • Kalsiyum ve D vitamininden yetersiz beslenme,
  • Düşük beden kütle indeksi ve ince yapılı olmak,
  • Sigara ve alkol kullanımı,
  • Kanser tedavileri.

Ek olarak beyaz ve Asya kökenli ırklarda osteoporoz gelişmesi yaygın olarak görülebilir.

Osteoporozun Teşhisi

Kemik erimesinin teşhisinde aile öyküsü, fizik muayene ve kemik yoğunluğu ölçümü alınabilir. Ek olarak kan ve idrar testleri de kemik kaybının tanısında kullanılan diğer testlerdir. Bu sayede erken dönem kemik erimesi teşhis edilebilir ve olası kırıkların önlenmesi sağlanabilir. Osteoporoz ile karıştırılabilen osteopeni varlığının dışlanması gerekebilir. Osteopeni osteoporoz farkı kemik kütlesindeki kayıplar ile tespit edilebilir. Osteopeni kemik yoğunluğundaki kayıpların osteoporoz kadar şiddetli olmayan halidir. Bu nedenle osteopeni, osteoporozdan önceki aşama olarak düşünülebilir. Osteopeni hali devamlılık gösterdiğinde osteoporoza yol açabilir.

Kemik Yoğunluğu Ölçümü

Kemik yoğunluğu ölçümü kemik erimesini erken teşhis etmede, olası kırıkların önüne geçilmesinde ve gelecekte oluşabilecek kemik kayıplarını önlemede kullanılan önemli bir testtir. Bu test ile belirli bölgelerdeki kemiklerin cm2 başına gram cinsinden miktarı ölçülür. Dünya Sağlık Örgütü osteporoz teşhisinde kemik yoğunluğu ölçümünde altın standart olarak DEXA/ DXA ölçümlerini önerir. DEXA (Dual Enerji X-ışını Absorpsiometrisi) testi, osteoporoz tanısının konulmasında, kemik kırık riskinin belirlenmesinde kullanılabilir. Ölçüm için genellikle bel omurgaları ve kalça kemikleri kullanılır. Bununla birlikte çevresel kemiklerin ölçümü de mümkündür.

Osteoporoz Tedavisi

Osteoporoz Tedavisi

Osteoporoz tedavisi kemik kırıklarının önlenmesini kapsar. Bu kapsamda kemik kaybının azaltılması ve kemik dokuyu destekleyici kombine tedaviler uygulanabilir. İlaçlar, egzersiz, hormon tedavileri, beslenme ve gıda takviyeleri bu kombine tedaviler içindedir. Kemik kütlesini korumaya yardımcı ve kaybı azaltan ilaçlar, kemik ve bağ dokusunu güçlendiren egzersizler, hormonların yerine konulması tedavisi uygulanabilir. Kemik, kas ve tendonları güçlendiren ağırlık egzersizleri önerilebilir. Yoga ve pilates gibi denge egzersizleri kemiklerdeki baskının azaltılmasına yardımcı olabilir. Kemik kütlesinin korunmasında D vitamini ve kalsiyum takviyelerinin kullanılması gerekebilir.

Osteoporoz Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar kemik dokunun güçlendirilmesine yardımcı olabilir. Kemik erimesinin önlenmesinde uygulanan bazı ilaç tedavileri şunlardır:

  • Bifosfonatlar: Hap ve enjeksiyon yöntemiyle damardan alınabilen ilaçlardır. Kemik kaybının azaltılması ve yüksek kırılma riskinin düşürülmesi amacıyla uygulanabilir. Mide bulantısı, karın ağrısı, ateş, baş ağrısı ve mide yanması gibi birtakım yan etkiler gösterebilir.
  • Denosumab: Her 6 ayda bir deri altına uygulanan bir enjeksiyon ilacıdır. Kırık oluşma olasılığını azaltarak osteoporoz gelişimini yavaşlatabilir.

İlaçlar nadiren komplikasyonlara sebebiyet verebilir. Bunlar uyluk kemiğinde çatlak ve kırıklar olarak kendini gösterebilir veya çene kemiğinde gecikmiş iyileşmeler şeklinde olabilir.

Hormon İlişkili Tedaviler ve Riskleri

Menopoz başlangıcı ile birlikte östrojen seviyelerinde düşme ve kemik erimesi riski yükseldiğinden dolayı hormon tedavisi uygulanabilir. Östrojen hormonu tedavisinde kan pıhtılaşması ve meme kanseri riski bulunduğundan doktor kontrolünde sürdürülmelidir. Östrojen hormonunun taklit edilmesiyle uygulanan tedaviler birtakım risklerin yönetilmesinde daha başarılı olabilir. Hormon tedavilerinin yan etkileri olabilir ve pıhtılaşma riskinin göz önünde bulundurulması önemlidir.

Erkeklerde kemik erimesi yaşa bağlı olarak testosteron seviyelerinde düşme ile ilişkili olabilir. Testosteron hormonu tedavisinde düşük hormon seviyelerinin desteklenmesi sağlanabilir. Ancak kemik erimesi vakalarında tek başına testosteron tedavisi hakkında kapsamlı bilgiler mevcut olmadığından osteoporoz ilaçları ile birlikte uygulanması önerilebilir. Bununla birlikte tedaviler sonuç vermediğinde paratiroid hormonu replasmanı uygulanabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kemik erimesi sessiz ilerleyen ve bazı durumlarda ciddi olabilen bir sağlık sorunudur. Kemik erimesi riski ile karşı karşıya kalanlar “Osteoporoz nedir?”, “Osteoporoz tedavisinde etkili yöntemler nelerdir?”, “Osteoporoz ne demek?” gibi birtakım sorulara sahip olabilir. Kemik erimesi ile ilgili en çok merak edilen soruları görmek için yazının devamını okuyabilirsiniz.

Osteoporoz ve yaş arasındaki ilişki nedir?

Yaşın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak kemik gücü ve dayanıklılığı azalmaya başlayabilir. Kemik kütlesinde azalma yaşlanma ile birlikte herkeste görülebilir ancak bazı risk faktörleri bu süreci hızlandırabilir. Sonuç olarak ileri yaş kemik kaybının artmasında başlıca nedenlerden birisidir. Kaybedilen kemik kütlesi yeterli hızda yerine konulamaz ve kemik erimesi görülebilir.

Osteoporoz tedavisinde en etkili yöntemler nelerdir?

Kemik erimesi tedavisi birden fazla uygulama ile sağlanabilir. Yaşam tarzı değişkenlikleri (sigara ve alkol tüketimi), kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, ağırlık ve denge egzersizleri yapmak, hormon replasman tedavileri ve ilaçlar, yeterli ve dengeli beslenme osteoporoz tedavisinde en etkili yöntemlerdir.

Kemik sağlığı duruşun sağlanması, iç organların korunması ve darbelere karşı emici görev görmesi nedeniyle önemlidir. Kemik sağlığınız için kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. Liv Hospital`da osteoporoz tanı ve tedavisine yönelik hizmetler verilmektedir.

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir.

Uzmanına Sor / Görüntülü Görüşmeler ve Sağlık Hizmetleri Evinizde