liv sağlık köşesi

Türk Çalışması Meme Kanseri Tedavisi İçin Umut Oldu

Oluşturma Tarihi: 14.12.2020 10:13 | Son Güncelleme: 22.03.2021 14:34

Meme kanserinde en önemli otoritelerden biri kabul edilen ABD’de yaşayan Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Atilla Soran ve ekibinin meme kanserine yönelik yaptığı gen çalışması tedavide yeni ufuk açabilir. Bu çalışmayla meme kanseri yayılımını durdurma umudu doğabilir. 


Yeni ufuklar açabilir

Tüm dünyada, yaşanılan bölge ve etnik kökene göre meme kanserine yakalanma ve meme kanserinden ölüm oranları değişkenlik gösteriyor.  ABD’de 2020 yılında meme kanseri nedeniyle 300 binin üstünde hasta, 40 binin üzerinde ölüm bekleniyor.  Erken teşhis edildiğinde meme kanserinde 5 yıllık yaşam oranı yüzde 99’lara çıkarken, geç yani organlara yayılmış olanlarda bu oran yüzde 20’lere düşüyor.  Günümüzde genetik olarak yeni nesil sıralama (Next generation sequencing)  metodları kullanılarak kişiye özel tedaviler planlandığını söyleyen Pittsburgh Üniversitesi Meme Cerrahisi Ana Bilim Dalı Klinik Araştırmalar Direktörü ve Liv Hospital Ulus Konsültan Hekimi Prof. Dr. Atilla Soran son yaptıkları araştırmanın meme kanseri tedavisinde yeni ufuklar açabileceğine dikkat çekiyor.


Yeni nesil sıralama (Next generation sequencing) ile kişiye özel tedavi

Erken evre meme kanseri olan hastaların yaklaşık yüzde 25’inde tedavi sonrası kanserin yeniden yayılımın rastlanabiliyor.  Metastaz yapan yani organlara yayılan ileri evre meme kanserin de hastalara cerrahi, kemoterapi, hormonoterapi, immunoterepi ve radyoterapi gibi tedaviler yapılıyor. Hastalar ilaçların yan etikleri veya kanserin yayılımı ile ortaya çıkan sorunlarla geri kalan yaşamını idame ettiriyor. Günümüzde yeni nesil sıralama metodları kullanılarak kişiye özel tedaviler planlanıyor. 


ABD de prestijli tıp dergisi heyecan veren araştırmayı yayınlandı

Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi Meme Hastalıkları Klinik Araştırmalar Direktörü Prof. Dr. Atilla Soran’ın başkanlığında gerçekleştirilen ve Türkiye ile ortak yapılan çalışma ABD’de bilimsel prestijli yüksek Clinical Breast Cancer Dergisi’nde bu hafta yayınlandı. Bu ortak çalışmada Türkiye’de takip edilen 41 hastanın kemik, akciğer, karaciğer ve beyin gibi organlarına yayılmış kanserlerde kanser genlerine bakılarak Türkiye’deki hastalar için farklı bir tümör gen profili var mı araştırıldı. Araştırmada 79 tümör geni ve 1369 mutasyonu hedefleyen ve Pittsburgh Üniversitesi’nde geliştirilen özel bir araştırma tekniği ile tümör hücrelerinin DNA dizilimine bakıldı. Türk hastalarda 38 farklı tümör geninde 59 farklı değişiklik bulundu, bunların 8 tanesinin klinik olarak önemli olduğu ve tedavide yol gösterici olabileceği ortaya konuldu. Türk hastalarda genel araştırmalardan farklı olarak bazı tümör genlerinin organ yayılımına neden olabileceği ve bu tümör genlerinin tespit edilip baskılanması ile uzun yaşam elde edilebileceği gösterildi.


Tedavi protokolleri değişebilir

Daha önce ülkemizde Prof. Dr. Atilla Soran’ın önderliğinde yapılan ve “Türk Çalışması” olarak literatüre giren klinik araştırma ile Prof. Dr. Soran ve ekibi uzak organa yayılmış meme kanseri hastalarında zamanında cerrahi müdahale ile yaşam şansının uzadığını ve bu hastalarda 10 yıllık yaşamın yüzde 30 oranında artığını gösterdiler. 

Bu yeni yayınlanan araştırma ise özellikle uzak organa yayılmış kanseri olan Türk hastalarının tümör genlerinde ortaya konan değişikliklerin tedavide yeni ilaçların önünü açabileceğini ve 10 yıllık takip te hayatta kalımın çok daha fazla hastada elde edilebileceğini destekliyor.  Prof. Dr. Atilla Soran “Son 10 yılda Türkiye’den veya Türkiye ile ortak yaptıkları çalışmalar ile ileri evre meme kanserinde dünyaya önemli katkıda bulunduklarını ve bu çalışmaların tedavi protokollerini değiştirdiğini söyledi. 

•    ABD’de 2020 yılında meme kanseri nedeniyle toplamda 300 bin üstünde hasta, 40 binin üzerinde ölüm bekleniyor.  
•    ABD’ de daha önce meme kanseri tanısı alan ve tedavisi yapılan 3.5 milyon kadın hayatına devam ediyor. 
•    Bir kadının anne, kız kardeş, kızı gibi 1. derece yakınında meme kanseri varsa kendisinin de meme kanseri yakalanma riski 2 kat artıyor.  
•    Hormon replasman tedavisinin endikasyonsuz kullanımının azalması ile meme kanseri yakalanma oranı yüzde 7 azaldı.
•    Erken teşhis ve yeni gelişen tedavilerle meme kanserinden ölüm geçen 10 yıla göre yüzde 2 oranında azaldı.
•    Erken teşhis edildiğinde 5 yıl yaşam oranı yüzde 99’lara çıkarken,  geç yani organlara yayılmış olanlarda bu oran yüzde 20’lere düşüyor. 

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir.

Uzmanına Sor / Görüntülü Görüşmeler ve Sağlık Hizmetleri Evinizde