liv sağlık köşesi

Şeker Hastası Sorumluluğunun Bilincinde Olmalı

Oluşturma Tarihi: 05.08.2019 15:53 | Son Güncelleme: 21.07.2023 21:16

Kan şekerindeki dengesizlik nedeniyle oluşan diyabetin tipik belirtileri çok su içmek, çok acıkmak, sık idrara çıkmaktır. Ayrıca iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, kaşıntı, inatçı enfeksiyonlar ve başka birçok bulgu şeker hastalığının belirtileri olabilir. Hasta şeker hastalığının vücuda verdiği zararlarla ilişkili belirtiler yaşayabilir. Diyabetli kişinin hastalığını ve kullanmakta olduğu ilaçları iyi tanıyıp gerektiğinde acil çözümler üretebilmesi, hastalığın yönetiminde sorumluluk alması gerekir. Bunun için de hastalığı ile ilgili yeterli eğitime ve sağlık profesyonelleri ile sıkı iletişime ihtiyacı vardır.

Şeker Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Şeker hastalığının tipik belirtileri çok su içmek, çok acıkmak, sık idrara çıkmaktır. Ayrıca iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, kaşıntı, inatçı enfeksiyonlar (örneğin diş eti iltihapları, kadınlarda tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları) ve başka birçok bulgu şeker hastalığının belirtileri olabilir. Hasta şeker hastalığının vücuda verdiği zararlarla ilişkili belirtiler de yaşayabilir. Örneğin sinir yapısının zarar görmesi nedeni ile ayaklarda geceleri artan yanma, ağrı, his kaybı görülebilir.

Kimler Şeker Hastalığı Riski Altında?

Şişman veya kilo fazlalığı olan, bel çevresi kalın kişilerde 40 yaşından sonra daha belirgin olmak üzere diyabet riski artar. Aşağıdakilerden bir veya daha fazlası eşlik ediyorsa bu risk artışı daha da fazladır. Birinci derece yakın akrabasında (anne, baba, kardeş) diyabet bulunanlar, iri bebek doğuran veya daha önce gebelik şekeri tanısı almış kadınlar, yüksek tansiyonu olan kişiler, kan yağları yüksek olan kişiler, daha önce açlık şekeri sınırda yüksek (100-125 mg/dl) bulunanlar, gizli şeker tespit edilenler, polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlar, atar damar hastalığı bulunanlar, düşük doğum tartılı doğan kişiler, fizik aktivitesi düşük olan kişiler, doymuş yağlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlığı olanlar, şizofreni hastaları ve atipik antipsikotik ilaç kullanan kişiler, organ (özellikle böbrek) nakli yapılmış hastalar.

Şeker Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılıyor?

Diyabet tedavisinin temelini doğru beslenme ve düzenli egzersiz oluşturur. Bu tedavilerle yeterli kan şekeri kontrolü sağlanamıyorsa ilaç tedavisi eklenir. Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar haplar (oral antidiyabetikler) ve insülin olmak üzere iki gruptur. Erişkin yaşta diyabet olan kişilerin çoğunluğu uzun yıllar, sadece oral antidiyabetiklerle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak, vücudunda tam veya tama yakın insülin eksikliği olan, oral antidiyabetik tedaviye yanıt alınamayan veya bu ilaçları kullanması sakıncalı olan kişilerde tedavi insülinle yapılır. Bu tedavilerin doğru uygulanması için hastanın eğitimi şarttır ve bu nedenle eğitim tedavinin bir parçası olarak görülmelidir.

Şeker Hastası Nasıl Bir Hayat Düzeni İçinde Olmalı?

Diyabetli hastanın günlük hayatta yapması gerekenler sağlıklı yaşamak isteyen herhangi bir kişiden çok farklı değildir. Diyabetli kişi sağlıklı beslenmeli, sigara içmemeli, alkol tüketimi kısıtlı olmalı, düzenli egzersiz yapmalı, ilaçlarını düzenli kullanmalı, sağlık kontrollerini aksatmamalıdır. Diyabetlinin hastalığını ve kullanmakta olduğu ilaçları iyi tanıyıp gerektiğinde acil çözümler üretebilmesi, hastalığın yönetiminde sorumluluk alması gerekir. Bunun için de hastalığı ile ilgili yeterli eğitime ve sağlık profesyonelleri ile sıkı iletişime ihtiyacı vardır.

Gizli Şeker Nedir?

Gizli şekeri olan kişilerin açlık şekeri normaldir, ancak şeker yükleme testi yapıldığında kan şekeri yükselir. Gizli şeker tanısı koymak için kişiye 75 gram glukoz içeren su içirildikten 2 saat sonra kan şekeri ölçümü yapılır. Kan şekeri 140-199 mg/dl arasında bulunursa gizli şeker tanısı konulur. Aşikar şeker yükselmesi oluşmadan önceki dönem olarak da adlandırabileceğimiz gizli şekerin tespiti önemlidir, çünkü bu hastalar tıpkı açlık şekeri yüksek olanlarda olduğu gibi kalp damar hastalıkları, retinopati (diyabete ilişkin göz dibi hasarı) gibi sağlık sorunları yönünden risklidirler. Bu nedenle diyabet riski yüksek kişiler açlık şekeri normal olsa bile gizli şeker bakımından araştırılmalıdır.

Yüksek Kan Şekeri Değeri Ne Gibi Sonuçlara Yol Açar?

Şeker hastalığı vücutta akut (hızlı gelişen-acil) ve kronik (yavaş gelişen-uzun süreli) zararlara neden olabilir. Şeker koması olarak isimlendirilen diyabetik ketoasidoz ve hiperozmolar nonketotik durum aşırı yüksek kan şekeri ile ilgili acil durumlardır. Şeker komasında aşırı yükselen kan şekerine bağlı olarak vücuttan çok miktarda su kaybedilir. Ayrıca belirgin insülin eksikliğine bağlı olarak vücuttaki yağlar çok hızlı bir şekilde yakılır ve hayatı tehdit edebilecek zararlar oluşur. Şeker koması alışılagelmiş komalardaki gibi şuur kaybı yapmaz ancak tedavi edilmediğinde ölümcüldür. Daha uzun vadede oluşabilecek zararlar ise kronik komplikasyonlardır. Yüksek kan şekeri nedeni ile damar yapısı bozulduğu için kalp damar hastalıkları, ayaklara giden damarların tıkanması gibi büyük damar sorunları görülebilir. Ayrıca göz damarları, böbrek damarları, sinir yapısı ile ilgili sorunlar yaşanabilir. Tüm bunların sonucu olarak şeker hastalarında kalp krizi, felç, körlük, böbrek yetmezliği, el ve ayaklarda his kaybı, ayak yaraları oluşabilmektedir.

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir.

Uzmanına Sor / Görüntülü Görüşmeler ve Sağlık Hizmetleri Evinizde