Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Son Güncelleme Tarihi 7.07.2025 16:13:42
Hipertansiyon, kan basıncının normale göre yüksek olması anlamına gelen kronik bir rahatsızlıktır. Birçok insanda görülebilen bu hastalık, günlük yaşamının ilerleyişini çok fazla etkilemese de dikkat edilmesi gereken ciddi bir sağlık sorunudur. Hipertansiyon prevalansı yüksek olmasının sebebi; nüfusun çoğalması, yaşlılık ve sağlıksız diyet, aşırı alkol tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite, obezite, strese maruz kalmak gibi riskli faktörlere bağlanır.
Hipertansiyon Nedir?
Halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinen hipertansiyon, kanın damar duvarına yaptığı basıncın artması sonucu oluşan önemli bir sağlık sorunudur. Kan basıncı (tansiyon) ölçülürken büyük ve küçük tansiyon tespit edilir. Büyük tansiyon (sistol), kalbin kanı ana damar olan aorta atması sırasında oluşan basınçtır. Küçük tansiyon (diyastol) ise kalbin tekrar pompalamak üzere yeniden dolmaya başlamadan önceki damar sisteminin yaptığı basıncın en küçük değeri olarak bilinir. Stres, heyecan ve egzersiz gibi durumlarda büyük tansiyon normal olarak yükselebilir fakat küçük tansiyon bu durumlarda yükseliyorsa sistemik bir rahatsızlık olma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
Esansiyel Primer Hipertansiyon
Hipertansiyona yakalanan hastaların birçoğunda (hastaların %90’ı) bu hastalığın altında yatan bir sebep bulunmayabilir. Bu duruma primer hipertansiyon veya esansiyel hipertansiyon adı verilir. Primer hipertansiyon genellikle genetik bir özelliğe sahiptir. Yani ailesinde hipertansiyon hastalığı olan bir kişinin aile öyküsünde hipertansiyon olmayan bir kişiye göre bu kronik rahatsızlığın gelişme olasılığı daha yüksektir. Hipertansiyon hastalığına sahip olan kişiler, genellikle tuza karşı hassasiyeti vardır. Tuz tüketimi olduğunda kan basıncı daha kolay yükseliş gösterebilir.
Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon
Pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH) altta yatan sebebi bilinmeyen, nadir rastlanılan bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla genç kadınlarda görülen bu hastalık yavaş ilerleyen, erken yaşta ölüme neden olan yıkıcı bir hastalıktır. Pulmoner hipertansiyonun bulguları belirgin olmadığından sessiz seyreder, çabuk fark edilmez. Sadece efor sarf edildiğinde artan dispne şikayeti bir belirti olarak gösterilebilir. Bu şüpheyle ve nedenini bilinen PH olgularıyla tanı konulabilir. PH şüphesinde iki boyutlu Doppler ekokardiyografi en faydalı tanı koyma yöntemidir. PH varlığında ise şu tetkiklerin yapılması gerekir:
- Oksijenizasyon
- Akciğer fonksiyon testleri
- Yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi
- Ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi
- Kardiyak kateterizasyon
Standart ve kombine tedavilerle yaşam kalitesinde, yaşam süresinde, hemodinamide ve egzersiz kapasitesinde iyileşme tespit edilir. Akciğer transplantasyonu (akciğer nakli), tıbbi tedaviye cevap vermeyen pulmoner arteriyel hipertansiyonu olan belirlenmiş hastalarda bir umut olarak görülür.
Hipertansiyon Belirtileri
Hipertansiyon rahatsızlığı, bazı insanlarda kendini göstermez ve yıllarca gizli bir şekilde kişinin bedeninde yerini alır. Bu yüzden insanların bu tür riskli ihtimallere karşı sık sağlık kontrollerine başvurması tavsiye edilir. Böylece bu tür sağlık sorunlarının ileride ortaya çıkmasına karşı sağlam bir adım atmış olur.
Hipertansiyon belirtileri şunlardan oluşur:
Baş Ağrısı
Özellikle sabahları enseden başlayan ve zonklayıcı tarzda olan şiddetli baş ağrıları, çok yüksek tansiyonun (hipertansif kriz) bir belirtisi olabilir. Ancak her baş ağrısı hipertansiyon belirtisi değildir ve çoğu baş ağrısı daha yaygın nedenlere bağlıdır.
Burun Kanaması (Epistaksis)
Tansiyonun çok yükselmesi, burun kılcal damarlarında basınca yol açarak kanamaya neden olabilir. Bu da ani ve şiddetli tansiyon yükselmelerinde görülebilen bir belirtidir.
Göğüs Ağrısı
Kalp krizi veya anjina (kalp kasına yetersiz kan akışı) gibi ciddi kalp sorunlarının bir belirtisi olabilir ve yüksek tansiyon bu durumların riskini artırır. Eğer göğüs ağrısı yaşıyorsanız, acil tıbbi yardım almalısınız.
Nefes Darlığı
Kalp yetmezliği veya akciğer ödemi gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Yüksek tansiyon, kalbin daha fazla çalışmasına neden olarak zamanla bu tür sorunlara yol açabilir.
Çarpıntı
Kalbin düzensiz veya hızlı atması hissi, yüksek tansiyonun kalbe yaptığı yüklenmenin bir sonucu olabilir.
Yorgunluk ve Halsizlik
Genel bir belirti olsa da, yüksek tansiyonun organlar üzerindeki olumsuz etkilerine bağlı olarak görülebilir.
Görme Bozuklukları
Bulanık görme, çift görme veya geçici görme kaybı gibi sorunlar, hipertansiyonun göz damarlarına (retinaya) verdiği hasarın bir göstergesi olabilir.
Kulak Çınlaması (Tinnitus)
Nadiren de olsa, tansiyon yükselmelerinde kulakta uğultu veya çınlama hissedilebilir.
Baş Dönmesi ve Sersemlik Hissi
Ani tansiyon yükselmelerinde veya tansiyonun çok dalgalı seyrettiği durumlarda görülebilir.
Bulantı ve Kusma
Hipertansif kriz gibi çok yüksek tansiyon seviyelerinde ortaya çıkabilen genel belirtilerdir.
Strese Bağlı Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?
Stresin uzun süreli etkileri, tansiyonu yükseltip sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, stres yönetimi ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir. Baş ağrısı, baş dönmesi gibi belirtileriniz varsa, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
Strese bağlı yüksek tansiyon belirtileri genellikle şunları içerir:
- Baş ağrısı veya baş dönmesi
- Nefes alıp vermede zorluk
- Kalp çarpıntısı veya hızlı nabız
- Gerginlik veya sinirlilik hali
- Uykusuzluk veya uyku bozuklukları
Hipertansiyon Neden Olur?
Hipertansiyonun (yüksek tansiyon) nedenleri genellikle karmaşıktır ve çoğu durumda tek bir nedene bağlı değildir. Hipertansiyonun büyük bir kısmı birincil (esansiyel) hipertansiyon olarak adlandırılır. Bu durumda belirli bir altta yatan hastalık bulunmaz ve genellikle genetik yatkınlık, yaşam tarzı faktörleri ve çevresel etkenlerin birleşimi sonucu ortaya çıkar.
Daha az görülen durumlarda ise ikincil hipertansiyon söz konusudur. Bu, yüksek tansiyonun başka bir hastalığın (böbrek hastalığı, tiroid sorunları vb.) veya kullanılan bir ilacın yan etkisi olarak geliştiği anlamına gelir. İkincil hipertansiyonun nedeni tedavi edildiğinde, kan basıncı genellikle normale döner.
Birincil (Esansiyel) Hipertansiyon Risk Faktörleri
Bu faktörler, hipertansiyon geliştirme olasılığını artıran yaygın etkenlerdir:
Obezite ve Aşırı Kilo
Aşırı kilo veya obezite, kan damarları üzerinde ek bir yük oluşturarak kan basıncını yükseltir. Vücuttaki yağ dokusu arttıkça, bu dokuyu beslemek için daha fazla kana ihtiyaç duyulur ve bu da kalbin daha fazla çalışmasına neden olur. Ayrıca obezite, insülin direnci ve uyku apnesi gibi hipertansiyon riskini artıran diğer durumlarla da ilişkilidir.
Fiziksel İnaktivite
Düzenli fiziksel aktivite, kalbin daha verimli çalışmasını sağlar ve kan damarlarını esnek tutar. Hareketsiz bir yaşam tarzı, obezite riskini artırmanın yanı sıra, kan damarlarının sertleşmesine ve kan basıncının yükselmesine yol açabilir. Egzersiz yapmak, kan basıncını düşürmeye ve genel kalp sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur.
Aşırı Tuz Tüketimi
Tuz (sodyum), vücutta sıvı tutulmasına neden olur. Vücuttaki sıvı miktarı arttıkça, damarlardaki kan hacmi de artar ve bu da kan basıncını yükseltir. İşlenmiş gıdalar, fast food ve hazır yemekler genellikle yüksek miktarda tuz içerir. Tuz kısıtlaması, birçok kişide kan basıncının düşürülmesine yardımcı olabilir.
Aşırı Alkol Tüketimi
Aşırı alkol tüketimi, zamanla kan basıncını artırabilir. Alkolün damarları daraltıcı ve kalp atım hızını artırıcı etkileri vardır. Ayrıca alkol, kilo alımına da katkıda bulunabilir ve bazı kan basıncı ilaçlarının etkinliğini azaltabilir.
Sigara İçmek
Sigara içmek, kan damarlarının duvarlarına zarar verir, damarları sertleştirir ve daraltır. Sigaradaki nikotin, kan basıncını anlık olarak yükseltirken, diğer kimyasallar uzun vadede damar sertleşmesine (ateroskleroz) yol açar. Bu da kalp krizi ve felç riskini önemli ölçüde artırır.
Stres
Kronik stres, vücudun "savaş ya da kaç" tepkisini tetikleyerek kalp atım hızını ve kan basıncını geçici olarak yükselten hormonların salgılanmasına neden olabilir. Uzun süreli stresin hipertansiyona doğrudan etkisi tam olarak kanıtlanmamış olsa da, stresle başa çıkma yöntemleri (aşırı yeme, alkol tüketimi gibi) dolaylı yoldan riski artırabilir.
Yaş
Yaş ilerledikçe, kan damarları doğal olarak daha az esnek hale gelir ve sertleşir. Bu durum, yaşa bağlı olarak kan basıncının yükselmesine katkıda bulunur. Bu nedenle, yaşlılık hipertansiyon için önemli bir risk faktörüdür.
Genetik Yatkınlık ve Aile Öyküsü
Ailesinde hipertansiyon öyküsü olan kişilerde, hipertansiyon geliştirme riski daha yüksektir. Genetik faktörler, kan basıncının düzenlenmesinde rol oynayan mekanizmaları etkileyebilir. Ancak genetik yatkınlığı olan kişilerde bile yaşam tarzı değişiklikleriyle risk azaltılabilir.
İkincil Hipertansiyon Nedenleri
Daha az yaygın olmakla birlikte, bazı tıbbi durumlar veya ilaçlar yüksek tansiyona doğrudan neden olabilir:
Böbrek Hastalıkları
Böbrekler, kan basıncının düzenlenmesinde kritik bir rol oynar. Kronik böbrek hastalığı, böbrek damarlarının daralması (renal arter stenozu) gibi durumlar, böbreklerin vücuttan tuz ve su atımını bozarak kan basıncının yükselmesine neden olabilir.
Tiroid Problemleri
Hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) veya hipertiroidi (tiroid bezinin fazla çalışması) gibi tiroid bezinin işlev bozuklukları, kan basıncını etkileyebilir. Özellikle hipertiroidi, kalp atım hızını artırarak kan basıncının yükselmesine yol açabilir.
Uyku Apnesi
Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun tekrarlayan duraklamaları ve başlamasıyla karakterize bir durumdur. Bu durum, kandaki oksijen seviyelerinin düşmesine ve vücudun stres tepkisinin tetiklenmesine neden olarak kan basıncını yükseltebilir.
Adrenal Bez Hastalıkları
Böbrek üstü bezleri (adrenal bezler), kan basıncını düzenleyen hormonlar (aldosteron, kortizol gibi) üretir. Bu bezlerdeki tümörler (örn: feokromositoma) veya aşırı hormon üretimi, kan basıncında ani ve şiddetli yükselmelere neden olabilir.
Bazı İlaçlar
Bazı reçeteli veya reçetesiz ilaçlar kan basıncını yükseltebilir. Bunlar arasında doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesiciler (NSAID'ler), dekonjestanlar, bazı antidepresanlar ve kortikosteroidler bulunabilir. Bu tür ilaçları kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.
Hipertansiyon Tanısı
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) tanısı koymak için genellikle birden fazla kan basıncı ölçümü ve ek testler gereklidir. Tek bir ölçümle kesin tanı konulmaz çünkü tansiyon çeşitli faktörlere bağlı olarak anlık olarak yükselebilir (örneğin; "beyaz önlük hipertansiyonu" denilen, doktor muayenesindeki heyecana bağlı yükselmeler).
İşte hipertansiyon tanısı koymak için izlenen adımlar ve uygulanan testler:
Kan Basıncı Ölçümü
Hipertansiyon tanısının temelini kan basıncı ölçümleri oluşturur.
- Normal Değerler: Genellikle sistolik (büyük) tansiyonun 120 mmHg'nin altında, diyastolik (küçük) tansiyonun ise 80 mmHg'nin altında olması beklenir.
- Hipertansiyon Tanısı: Farklı tarihlerde yapılan tekrarlayan ölçümlerde sistolik kan basıncının 140 mmHg veya üzerinde ve/veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg veya üzerinde olması hipertansiyon olarak kabul edilir.
Ölçüm Şekli:
- Ölçümden önce en az 5 dakika dinlenilmelidir.
- Sigara, kafein ve alkol gibi tansiyonu etkileyebilecek maddelerden uzak durulmalıdır.
- Kol kalp hizasında olmalı ve desteklenmelidir.
- Ölçüm sakin bir ortamda yapılmalı, manşonun boyutu kişiye uygun olmalıdır.
- Genellikle her iki koldan da ölçüm yapılır ve yüksek çıkan kol takipte kullanılır.
- Birden fazla ölçüm yapılıp ortalaması alınır.
Holter Kan Basıncı İzlemi (24 Saatlik Ambulatuvar Kan Basıncı İzlemi)
Bazı durumlarda, özellikle "beyaz önlük hipertansiyonu" şüphesi varsa veya tansiyon kontrolü zor ise, hastanın günlük yaşamı sırasında tansiyonunun 24 saat boyunca belirli aralıklarla otomatik olarak ölçüldüğü bir cihaz kullanılır. Bu, tansiyonun gün içindeki değişimlerini ve gece değerlerini göstererek daha doğru bir tanı konulmasına yardımcı olur. Evde yapılan kan basıncı ölçümleri de bu süreçte önemlidir.
Tıbbi Öykü ve Fizik Muayene
Doktor, hastanın genel sağlık durumunu, ailede hipertansiyon öyküsü olup olmadığını, kullandığı ilaçları, yaşam tarzı alışkanlıklarını (sigara, alkol, beslenme, egzersiz) sorgular. Fizik muayenede ise kalp, akciğer, böbrekler ve gözler gibi organlarda hipertansiyonun neden olabileceği hasar belirtileri aranır.
Laboratuvar Testleri
Hipertansiyon tanısı konduktan sonra veya tanı aşamasında, altta yatan nedenleri veya hipertansiyonun organlara verdiği hasarı değerlendirmek için çeşitli laboratuvar testleri istenebilir:
Kan Testleri:
- Açlık Kan Şekeri: Diyabet riskini değerlendirmek için.
- Lipid Profili (Kolesterol ve Trigliseritler): Kalp-damar hastalıkları riskini belirlemek için.
- Böbrek Fonksiyon Testleri (Üre, Kreatinin, Kreatinin Klerensi): Böbrek sağlığını ve fonksiyonunu değerlendirmek için.
- Elektrolitler (Sodyum, Potasyum): Böbrek ve hormonal dengeyi kontrol etmek için.
Tam Kan Sayımı: Genel sağlık durumunu değerlendirmek için.
- İdrar Testleri: Böbrek hasarı veya böbrek hastalıkları belirtilerini aramak için idrar tahlili yapılır.
- Hormonal Testler: Nadiren, sekonder hipertansiyon (başka bir hastalığa bağlı yüksek tansiyon) şüphesi varsa, tiroid hormonları, kortizol, aldosteron gibi hormon düzeyleri incelenebilir.
Görüntüleme ve Diğer Testler
Organ hasarını veya sekonder hipertansiyon nedenlerini araştırmak amacıyla bazı görüntüleme ve kardiyak testler istenebilir:
- Elektrokardiyogram (EKG): Kalbin elektriksel aktivitesini kaydeder, kalp büyümesi veya ritim bozuklukları gibi sorunları gösterebilir.
- Ekokardiyografi (EKO): Kalbin ultrasonografik incelemesidir. Kalp kasının kalınlığını, kalp kapakçıklarının durumunu ve kalbin pompalama gücünü değerlendirir.
- Akciğer Grafisi: Akciğer veya kalp büyüklüğü hakkında bilgi verebilir.
- Renal Arter Doppler Ultrasonu: Böbrek damarlarında daralma olup olmadığını kontrol eder (böbrek damarı darlığı sekonder hipertansiyon nedeni olabilir).
- Göz Dibi Muayenesi (Fundoskopi): Hipertansiyonun göz damarlarına verdiği hasarı değerlendirmek için yapılır.
Rutin Fizik Muayene
Doktorunuzla yapacağınız ilk görüşme, tanı sürecinin temelini oluşturur. Bu aşamada doktorunuz:
- Tıbbi Öykünüzü Alır: Geçmiş hastalıklarınız, kullandığınız ilaçlar (hem reçeteli hem de reçetesiz), ailede hipertansiyon, kalp hastalığı, diyabet gibi kronik hastalıkların olup olmadığı sorgulanır. Yaşam tarzı alışkanlıkları (sigara, alkol, beslenme, fiziksel aktivite, stres düzeyi) hakkında bilgi edinilir.
- Kan Basıncı Ölçümü Yapar: İlk muayenede koldan manuel veya otomatik bir tansiyon aletiyle kan basıncınız ölçülür. Bu ölçüm, doğru teknikle (5 dakika dinlenmiş, rahat bir ortamda, uygun manşon boyutuyla) yapılmalıdır. Genellikle her iki koldan da ölçüm alınır ve yüksek çıkan kol referans alınır.
- Fiziksel Değerlendirme Yapar: Kalp ve akciğer sesleri dinlenir, karın bölgesi elle muayene edilir. Nabız ve solunum hızınız kontrol edilir. Hipertansiyonun neden olabileceği organ hasarı belirtileri aranır, örneğin bacaklarda ödem (şişlik).
İlerleyen Günlerde Yapılan Ölçümler ve Düzenli Ölçümler
Tek bir yüksek ölçüm, hipertansiyon tanısı için yeterli değildir. Özellikle ilk ölçümde yüksek tansiyon saptanırsa, doktorunuz sizden:
- Evde Kan Basıncı Ölçümleri Yapmanızı İster: Genellikle sabah ve akşam olmak üzere belirli aralıklarla kendi kendinize tansiyonunuzu ölçmeniz ve bu değerleri kaydetmeniz istenir. Bu, "beyaz önlük hipertansiyonu" (doktor korkusuna bağlı tansiyon yükselmesi) olup olmadığını anlamak ve tansiyonun günlük seyrini görmek açısından önemlidir.
- 24 Saatlik Ambulatuvar Kan Basıncı İzlemi (ABPM) Önerebilir: Kolunuza takılan bir cihazla 24 saat boyunca belirli aralıklarla (genellikle 15-30 dakikada bir) tansiyonunuz otomatik olarak ölçülür. Bu yöntem, tansiyonun gün içindeki dalgalanmalarını, gece değerlerini ve günlük aktiviteler sırasında nasıl seyrettiğini gösterir. Kesin tanı konulmasında ve tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde altın standart yöntemlerden biridir.
EKG (Elektrokardiyogram)
- Kalbin elektriksel aktivitesini kaydeder. Kalp kasında kalınlaşma (sol ventrikül hipertrofisi) veya ritim bozuklukları gibi hipertansiyonun kalpte yol açabileceği değişiklikleri tespit etmeye yardımcı olur. EKG, kalp krizi öyküsü gibi durumları da gösterebilir.
Ultrasonografi
- Ekokardiyografi (EKO): Kalbin ultrasonik görüntüsüdür. Kalp odacıklarının boyutunu, kalp kasının kalınlığını, kapakçıkların durumunu ve kalbin pompalama fonksiyonunu (ejeksiyon fraksiyonu) değerlendirir. Hipertansiyonun kalp kasını nasıl etkilediğini anlamak için çok değerlidir.
- Renal Arter Doppler Ultrasonu: Böbreklere kan taşıyan atardamarların daralıp daralmadığını kontrol etmek için kullanılır. Renal arter darlığı, ikincil hipertansiyonun önemli ve tedavi edilebilir bir nedenidir.
Göz Dibi Muayenesi (Oftalmoskopi)
Gözün arkasındaki damarların (retina damarları) doğrudan incelenmesidir. Hipertansiyon, zamanla bu küçük damarlara zarar verebilir ve bu hasarın belirtileri (kanama, sızıntı) göz dibi muayenesinde görülebilir. Bu, hipertansiyonun vücuttaki küçük damarlara verdiği genel hasarın bir göstergesi olabilir.
Hipertansiyon Tedavisi
Hipertansiyon, uygun şartlarda yapılmış kan basıncı ölçümünün 140/90 mm Hg veya daha yüksek olmasıyla oluşan bir hastalıktır. Dünya nüfusunun giderek artması, obez birey sayısının artışı gibi durumlardan dolayı hipertansiyon hastalığına yakalanma riski yüksek bir seviyededir. Hipertansiyon hastalığının var olduğu tanısını koyabilmek için öncelikle şu incelemeler yapılır:
Yaşam Tarzı Değişiklikleri
İlk adımda ilaçsız yöntemler denenir. Bunlar:
- Tuzu azaltın: Günde 1 çay kaşığından fazla tuz tüketmeyin.
- Dengeli beslenin: Sebze, meyve, kepekli tahıllar, az tuzlu ve az yağlı besinler tercih edin.
- Egzersiz yapın: Haftada en az 5 gün, günde 30 dakika yürüyüş yapın.
- Kilo verin: Fazla kilolardan kurtulmak tansiyonu düşürür.
- Sigara ve alkolü bırakın
- Stresi azaltın: Uyku düzeni sağlayın, gevşeme tekniklerini uygulayın.
İlaç Tedavisi
Yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olmazsa veya tansiyon çok yüksekse ilaç başlanır.
- ACE İnhibitörleri / ARB’ler: Damarları gevşetir.
- Kalsiyum Kanal Blokerleri: Damar genişletir, kalp hızını düzenler.
- Diüretikler (İdrar söktürücüler): Vücutta su ve tuzu azaltır.
- Beta blokerler: Kalbin çalışmasını yavaşlatır.
Takip ve Kontrol
- Evde tansiyonunuzu düzenli ölçün (sakin, oturur haldeyken).
- İlacınızı her gün aynı saatte alın, kesinlikle aksatmayın.
- Yan etki görürseniz (baş dönmesi, öksürük, bacakta şişlik vb.) mutlaka doktorunuza bildirin.
- 3-6 ayda bir kontrol ve kan tahlilleri gerekebilir.
Hipertansiyon Tedavisinin Hedefleri Nelerdir?
Hipertansif hastalarda tedavinin ilk hedefi, kardiyovasküler morbidite (hastalık) ve mortaliteye (ölüm oranı) karşı uzun dönemdeki riski en düşük seviyeye getirmek olur. Tüm hipertansiyon hastalarında 80 yaş altı tansiyon değeri 140/90, 80 yaş üstü 150/90 olması hedeflenir. Bu durum diyabetik hastalarda daha farklı olur. Hipertansif tedavi daha yoğun verilir ve istenen seviye 130/80 değerinin altında olması önerilir.
Hipertansiyona Ne İyi Gelir?
Hipertansiyon hastalığı, ömür boyu tedavi edilen ciddi bir rahatsızlıktır. Bu sağlık sorunu, obezite hastalıklarında sık rastlanır. Bunun özellikle sağlıklı beslenme konusu önem taşır. Sağlıklı beslenen insanlarda kilo kaybının serum glikoz ve lipit düzeylerinde olumlu etkisi vardır. Sağlıklı besinler, kardiyometabolik parametreler üzerinde yararlı bir etki oluşturur. Yaşam tarzının değişmesi, fiziksel egzersizlerin artırılması ve vücut ağırlığının dengelenmesi gibi durumlar hipertansiyon tedavisi için elzem konular arasındadır. Bu yaşam tarzı değişikleri hipertansif ilaçlar ile birlikte uygulanmalıdır.
Hipertansiyon Hastaları Nelere Dikkat Etmeli?
Hipertansiyon hastalığı riskine karşı şu durumlara dikkat edilmelidir:
- Bu hastalığa yakalananlar sedanter yaşamdan olabildiğince uzak durmalıdır. Fiziksel aktivitenin olmadığı kişilerde bu risk artar.
- Hipertansifte beslenme büyük rol oynar. Tütsülerde ve tandırda pişirilen etlerde fazla miktarda benzopiren gibi kanserojen polisiklik hidrokarbonlarda oluştuğundan bu tarz hazırlanan gıdalardan uzak durmak gerekir. Bir de et ve et ürünleri küçük tansiyonu (diyastol) artırırken deniz ürünleri diyastol değerini düşürür. Bu yüzden kırmızı etin az olduğu balık gibi deniz ürünleri ve zeytinyağlı yemekleri Akdeniz tipi diyet listesinde bulunduğundan hipertansiyonda yararlı bir etkisi vardır.
Hipertansiyon İlaçları
Hipertansiyon hastalığına sahip kişilerde şu durumlara dikkat edildiği halde tansiyon yüksekliği devam ediyorsa ilaç tedavisi uygulanması gerekebilir:
- Egzersiz
- Kilo verme ve diyet
- Alkolü azaltma veya bırakma
- Sigarayı bırakma
- Tuz kısıtlaması
- Sebze ve meyve yeme alışkanlığını artırma
- Yağsız yemekler tüketme
- Ruhsal ve sosyal sorunlarla baş etme yöntemlerini uygulama
Kullanılan ilaçlar mutlaka uzman bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekir ve doktor kontrolleri ihmal edilmemelidir.
Hipertansiyon Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Hipertansiyon hakkında insanlar genellikle bu durumun nedenlerini, belirtilerini, risk faktörlerini ve tedavi seçeneklerini merak ederler. Ayrıca, hipertansiyonun uzun vadeli sağlık sonuçları, sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin etkisi ve ilaç tedavisi hakkında da bilgi edinmek isterler.
Hipertansiyon Olan Biri Ne Yapmalı?
Tansiyonun yükselmesi durumunda hastanın elleri, ayakları ve kolları musluk suyuyla yıkanmalıdır. Soğuk suyla yapılan duş ile de tansiyon düşürülebilir. Aynı zamanda limonun suyu da sıkıp sulandırarak içmek kan basıncını düşürür.
Tansiyonu Ne Düşürür?
Hipertansiyon sorununa sahip hastalar "tansiyonu ne düşürür?" sorusunun cevabını merak etmektedir. Yüksek tansiyon, kalp sağlığı için önemli bir risk faktörüdür. Tansiyonu düşürmek için yapabileceğiniz pek çok şey var. Sağlıklı beslenme (bol sebze, meyve, tam tahıl, az tuz), düzenli egzersiz (yürüyüş, yüzme gibi), ideal kiloyu korumak, stres yönetimi (yoga, meditasyon), yeterli uyku ve alkol-sigara tüketimini azaltmak tansiyonu düşürmede etkili yöntemlerdir. Potasyum açısından zengin besinler (muz, ıspanak, avokado) tüketmek ve kafein alımını sınırlamak da faydalı olabilir. Ancak, tansiyon ilaçları kullanıyorsanız doktorunuza danışmadan bu yöntemleri uygulamamanız önemlidir.
Hipertansiyon Nereye Vurur?
Hipertansiyon dikkat edilmediği takdirde kalpte damar tıkanıklığına, beyinde damar tıkanıklığına ve beyin kanamasına, kalp kasında kalınlaşma ve kalp krizine neden olur. Bu nedenle kontrollerinizi yapmayı ihmal etmeyin.