Meme Kanseri Nedir? Meme Kanseri Belirtileri ve Tedavisi

Meme kanseri: Meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle oluşan, erken teşhisle yüksek oranda tedavi edilebilen bir kanser türüdür.
Meme Kanseri

Son Güncelleme Tarihi 24.06.2025 08:54:53

Meme kanseri, meme dokusunda bulunan hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu oluşan bir kanser türüdür. Genellikle meme bezlerinde veya süt kanallarında başlar. Kanser hücreleri, zamanla çevre dokulara yayılabilir ve hatta vücudun diğer bölgelerine metastaz yapabilir. Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın kanser türlerinden biridir, ancak erkeklerde de görülebilir. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın seyrini ve tedavi başarısını önemli ölçüde etkileyebilir. Meme kanseri belirtileri arasında memede kitle, meme cildinde değişiklikler veya meme başında akıntı gibi durumlar yer alır.

meme kanseri

Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve tümör oluşturmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu anormal hücreler, zamanla meme dokusunun dışına yayılabilir ve vücudun diğer bölgelerine sıçrayabilir. Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir ve erken teşhis edildiğinde başarıyla tedavi edilebilir. Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, hormonlar, yaş, yaşam tarzı faktörleri ve çevresel faktörler sayılabilir.

Belirtileri arasında memede kitle veya kalınlaşma, meme başında akıntı, meme derisinde çukurlaşma veya kabuklanma, koltuk altında şişlik gibi durumlar yer alır. Teşhis için mamografi, ultrason, manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme yöntemleri ve biyopsi kullanılır. Tedavi ise kanser türü, evre ve hastanın genel durumuna göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonal terapi veya hedefli terapi gibi yöntemlerle gerçekleştirilir.

Meme Kanseri Neden Olur?

Meme kanserinin kesin nedeni henüz tam olarak bilinmiyor olsa da, bazı risk faktörleri bu hastalığın gelişme olasılığını artırabiliyor. Bu risk faktörleri, genetik yatkınlıktan yaşam tarzı seçimlerine kadar geniş bir yelpazede yer alıyor.

Meme kanserine neden olabilecek bazı faktörler:

  • Genetik Yatkınlık: Ailede meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda risk daha yüksektir. BRCA1 ve BRCA2 gibi bazı gen mutasyonları, meme kanseri riskini önemli ölçüde artırabilir.
  • Hormonlar: Kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteron, meme dokusunun büyümesini ve gelişmesini sağlar. Bu hormonların uzun süreli etkisi, meme kanseri riskini artırabilir. Erken yaşta adet görmeye başlamak, geç menopoza girmek veya hormon replasman tedavisi almak gibi durumlar bu riski artırabilir.

Risk Faktörleri:

  • Kadın olmak
  • 50-70 yaş arasında ve menopoz sonrası dönemde olmak
  • Ailesinde (anne veya baba tarafında) meme kanserine yakalanmış akrabaları olmak 
  • (Akrabalık derecesi ne kadar yakın ve meme kanserli akraba sayısı ne kadar fazlaysa risk o kadar yükselir)
  • Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak
  • Adet başlama yaşının erken, menopoz yaşının geç olması
  • Hiç doğum yapmamış olmak 
  • İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmak
  • Doğum yapmış olmak fakat bebeğini emzirmemek 
  • Uzun süreli hormon tedavisi almak 
  • Yüksek sosyo-ekonomik düzeyde yaşam sürdürmek
  • Modern şehir yaşamının stresli ortamında  yaşamak
  • Şişmanlık: özellikle menopoz sonrası fazla kilo almak ve doymuş yağlardan zengin gıdaları fazla miktarda tüketmek 
  • Fiziksel aktivite azlığı 

Yaşam Tarzı Faktörleri:

  • Obezite: Özellikle menopoz sonrası dönemde obezite, meme kanseri riskini artırabilir.
  • Alkol Tüketimi: Aşırı alkol tüketimi, meme kanseri riskini artırabilir.
  • Sigara Kullanımı: Sigara kullanımı, meme kanseri riskini artırabilir.
  • Fiziksel Aktivite Eksikliği: Düzenli egzersiz yapmamak, meme kanseri riskini artırabilir.
  • Çevresel Faktörler: Bazı kimyasallar ve radyasyona maruz kalmak da risk faktörleri arasında sayılabilir.

Özetle, meme kanserinin nedenleri karmaşık bir etkileşim sonucu ortaya çıkmaktadır. Genetik yatkınlık, hormonlar, yaşam tarzı ve çevresel faktörler bu hastalığın riskini artırabilir. Ancak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve düzenli kontroller yaptırarak bu riski azaltabilirsiniz.

    Meme Kanseri Türleri Nelerdir?

    Duktal Karsinoma in Situ (DCIS)

    DCIS, meme kanallarının içinde sınırlı kalan ve henüz çevre dokulara yayılmamış erken evre bir kanser türüdür. Hücreler anormaldir ancak invaziv değildir, yani henüz memenin dışına çıkmamıştır. Tedavi edilmediğinde ilerleyip invaziv kansere dönüşme riski vardır. Genellikle cerrahi ve radyoterapi ile yüksek oranda tedavi edilir.

    İnvaziv Duktal Karsinom (IDC)

    IDC, meme kanserlerinin yaklaşık %70-80’ini oluşturur. Kanser hücreleri süt kanallarından çıkıp çevredeki meme dokusuna yayılmıştır. Bu tür, memenin en yaygın invaziv kanseridir. Tanı konulduğunda evresine göre cerrahi, kemoterapi, hormon tedavisi veya hedefe yönelik tedavi uygulanır. IDC, hem lokal hem de uzak metastaz yapabilir.

    Lobüler Karsinoma in Situ (LCIS)

    LCIS, meme lobüllerinde başlayan ve genellikle kanser öncesi bir durum olarak kabul edilen bir lezyondur. Kendisi invaziv değildir ancak meme kanseri gelişimi için önemli bir risk faktörüdür. LCIS tanısı alan hastalar, düzenli takip ve bazen koruyucu tedavi ile izlenir.

    İnvaziv Lobüler Karsinom (ILC)

    ILC, lobüllerden kaynaklanan ve invaziv özellik taşıyan bir meme kanseri türüdür. IDC’ye göre daha yaygın olarak her iki memeyi etkileyebilir ve teşhisi bazen daha zor olabilir. Tedavi seçenekleri IDC ile benzer olup cerrahi, kemoterapi ve hormon tedavisi içerir.

    İnflamatuar Meme Kanseri

    Nadir fakat çok agresif seyreden bir kanser türüdür. Meme cildinde kızarıklık, şişlik, ısı artışı ve portakal kabuğu görünümü gibi inflamasyon belirtileri ön plandadır. Bu kanser hızlı ilerler ve genellikle erken evrede metastaz yapabilir. Tedavide kemoterapi önceliklidir, ardından cerrahi ve radyoterapi uygulanır.

    Metastatik Meme Kanseri

    Meme kanserinin ileri evresi olup, kanser hücreleri lenf nodları veya uzak organlara (akciğer, karaciğer, kemik, beyin gibi) yayılmıştır. Tedavi, yaşam kalitesini artırmaya ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya yöneliktir. Tam iyileşme genellikle mümkün değildir; kemoterapi, hormon ve hedefe yönelik tedavilerle kontrol sağlanmaya çalışılır.

    Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

    Meme kanseri, kadınlarda sık görülen bir hastalık olup, erken teşhis edildiğinde başarılı tedavi şansı oldukça yüksektir. Bu nedenle, meme kanseri belirtileri hastalığın gelişimini görmek için çok önemlidir.

     

    Erken Belirtiler

    Meme kanserinin erken evrede belirtileri çoğu zaman hafif ya da fark edilmez olabilir. En sık görülen erken belirti:

     

    • Memede ele gelen ağrısız sert kitle

    Bunun dışında:

     

     

    • Meme başında çekilme,
    • Ciltte çukurlaşma ya da portakal kabuğu görünümü,
    • Meme başından kanlı ya da berrak akıntı,
    • Memede şekil veya boyut değişikliği

    gibi belirtiler de erken evrede görülebilir.

     

     

     

     

     

     

     

    İleri Evre Belirtiler

    Hastalık ilerlediğinde belirtiler de daha belirgin hale gelir:

     

    • Ciltte yara, ülserasyon
    • Koltuk altında büyük ve sert lenf bezleri
    • Kol veya meme üzerinde belirgin şişlik
    • Yayılmaya bağlı kemik ağrıları, solunum sıkıntısı veya nörolojik bulgular

     

     

     

     

     

     

    Bu tür belirtiler genellikle 3. veya 4. evre hastalıkta görülür.

     

    Memede Kitle Genellikle Nerede Olur?

    Meme kanseri kitlesi en sık üst dış kadranda, yani memenin dış-üst kısmında (koltuk altına yakın bölgede) gelişir.
    Bu alan, meme dokusunun en yoğun olduğu bölgedir ve istatistiksel olarak kanser oluşma oranı burada daha yüksektir.

    Meme Kanseri Sağda mı Olur, Solda mı?

    Meme kanseri hem sağ hem sol memede görülebilir. Araştırmalar, çok hafif bir farkla sol memede daha sık ortaya çıktığını göstermektedir. Ancak bu fark klinik açıdan önemli değildir; sağ veya sol memede olması hastalığın seyrini değiştirmez.

    Meme Kanserinde Ağrı Yapar mı?

    Erken evre meme kanseri genellikle ağrısızdır.
    Ancak tümör büyüdükçe veya iltihabi türlerde (inflamatuar meme kanseri gibi) ağrı, hassasiyet, yanma hissi oluşabilir. Memede ağrı tek başına genellikle kanser belirtisi değildir; ama ihmal edilmemeli ve değerlendirilmelidir.

     

    Meme Kanserinde Ağrı

    Meme kanserinde her zaman ağrı olmaz, hatta birçok hasta hastalığın ilk evrelerinde ağrı hissetmez. Ancak bazı durumlarda ağrı görülebilir:

    • Tümör büyüyüp sinirleri baskıladığında ağrı oluşabilir.
    • İltihaplı (inflamatuar) meme kanseri tipi ağrılı ve hassas olabilir.
    • Metastatik hastalıkta, özellikle kemik veya sinir dokusuna yayılım varsa, ağrı belirginleşir.
    • Tedavi sonrası (cerrahi, radyoterapi, kemoterapi) oluşan dokusal değişiklikler de ağrıya neden olabilir.
    • Meme ağrısı tek başına her zaman kanser belirtisi değildir; siklik mastalji (adet döngüsüyle ilişkili ağrı) veya fibrokistik değişiklikler de ağrıya yol açabilir.

    Meme Kanseri Teşhisi Nasıl Yapılır?

    Meme kanseri teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılır. Teşhis sürecinde doktorunuz, tıbbi geçmişinizi değerlendirecek, fizik muayene yapacak ve ek testler isteyecektir.

    Fizik Muayene

    Doktorunuz memelerinizde ve koltuk altlarınızda herhangi bir şişlik, kitle veya diğer anormallikler olup olmadığını kontrol edecektir.

    Mamografi

    Meme dokusunun röntgen görüntülerini elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Meme kanserinin erken teşhisinde en etkili yöntemlerden biridir.

    Ultrason

    Ses dalgalarını kullanarak meme dokusunun görüntülerini oluşturan bir testtir. Mamografi ile birlikte kullanılarak kist veya tümörlerin daha iyi değerlendirilmesini sağlar.

    Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)

    Daha detaylı görüntüler elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Özellikle yoğun meme dokusu olan kadınlarda veya diğer görüntüleme yöntemlerinin sonuçları net değilse tercih edilebilir.

    Biyopsi

    Meme dokusundan küçük bir örnek alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Biyopsi, kanser teşhisinin kesin olarak konulmasını sağlar.

    Hormon Reseptör Testleri

    Kanser hücrelerinin hormonlara (östrojen ve progesteron) duyarlılığı, tedavi planlaması için önemlidir.

    Genetik Testler

    Özellikle ailede meme kanseri öyküsü olan hastalarda genetik risk faktörlerini belirlemek amacıyla BRCA gibi gen testleri yapılabilir.

    Meme Kanserinde Genetik Testlerin Önemi

    Genetik Yatkınlık

    Meme kanserlerinin yaklaşık %5-10’u ailesel veya genetik yatkınlığa bağlı olarak gelişir. Ailede erken yaşta meme kanseri veya yumurtalık kanseri öyküsü olan bireylerde, genetik faktörler hastalık riskini artırır. Genetik yatkınlık, bireylerin kanser gelişme olasılığını belirleyerek erken tanı, koruyucu önlemler ve tedavi planlamasında yol gösterir. Bu nedenle riskli ailelerde genetik testlerin yapılması önem taşır.

    BRCA Genleri ve Önemi

    BRCA1 ve BRCA2, hücrelerde DNA tamirinden sorumlu tümör baskılayıcı genlerdir. Bu genlerdeki mutasyonlar, meme ve yumurtalık kanseri riskini ciddi şekilde artırır. BRCA mutasyonu taşıyan bireylerde yaşam boyu meme kanseri riski %50-80’e kadar çıkabilir. Genetik testler BRCA mutasyonunu tespit ederek, yüksek riskli bireylerde önleyici cerrahi, düzenli tarama veya ilaç tedavisi gibi stratejilerin uygulanmasına imkan sağlar.

    Meme Kanseri Evreleri

    Meme kanseri, tanı sonrası hastalığın yaygınlığını belirlemek için evrelendirilir. Evreleme, tedavi planlamasında ve hastalığın seyri hakkında öngörüde bulunmada kritik bir rol oynar. Evreleme genellikle TNM sistemi (T: Tümör boyutu, N: Lenf nodu tutulumu, M: Metastaz) kullanılarak yapılır.

    Evreleme Kriterleri

    Meme kanseri evre 0 (in situ) ile evre IV (metastatik) arasında sınıflandırılır. Aşağıda temel evreleme yapısı yer almaktadır:

    • Evre 0 (in situ): Kanser hücreleri süt kanalları veya lobüller içinde sınırlıdır, çevre dokulara yayılmamıştır. Örn: DCIS.
    • Evre I: Tümör küçüktür (2 cm'den küçük) ve lenf nodlarına yayılmamıştır veya çok sınırlıdır.
    • Evre II: Tümör 2–5 cm arasında olabilir ve az sayıda (1–3) lenf noduna yayılmış olabilir.
    • Evre III (Lokal ileri evre): Daha büyük tümör veya daha fazla lenf nodu tutulumu söz konusudur. Deri veya göğüs duvarına yayılım olabilir.
    • Evre IV (Metastatik): Kanser meme dışına, uzak organlara (kemik, akciğer, karaciğer, beyin) yayılmıştır.

    Evrelere Göre Tedavi Farklılıkları

    • Evre 0: Genellikle cerrahi (lumpektomi veya mastektomi) yeterlidir. Bazı durumlarda radyoterapi önerilir.
    • Evre I: Cerrahi ile birlikte genellikle radyoterapi uygulanır. Tümörün biyolojik özelliklerine göre hormon tedavisi veya kemoterapi eklenebilir.
    • Evre II: Cerrahi sonrası kemoterapi ve/veya radyoterapi yaygındır. Hormon pozitif tümörlerde hormon tedavisi, HER2 pozitif olanlarda hedefe yönelik tedavi eklenebilir.
    • Evre III: Multimodal tedavi gerekir: kemoterapi, ardından cerrahi, ardından radyoterapi. Hedefe yönelik ve/veya hormon tedavisi de verilir.
    • Evre IV: Tedavi küratif değil, yaşam süresini uzatmayı ve semptomları azaltmayı amaçlar. Sistemik tedaviler (kemoterapi, hormon, hedefe yönelik, immünoterapi) ön plandadır.

    Meme Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Meme kanseri tedavisi, hastalığın evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Meme kanseri tedavi yöntemleri genellikle şu şekilde sıralanabilir:

     

    Cerrahi Tedavi

    Meme kanseri tedavisinde ilk seçeneklerden biri cerrahidir.

    İki temel cerrahi yaklaşım vardır:

     

    • Mastektomi: Tüm memenin alınması işlemidir. Yaygın tümörlerde veya hasta tercihiyle uygulanabilir.
    • Meme Koruyucu Cerrahi (Lumpektomi): Sadece tümörün ve çevresindeki sağlıklı dokunun çıkarılmasıdır. Genellikle radyoterapi ile tamamlanır.

     

     

     

    Koltuk Altına Yönelik Cerrahi Girişimler

    Meme kanseri, koltuk altı lenf bezlerine yayılabilir. Bu nedenle:

     

    • Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi (SLNB): Tümörün ilk sıçrama noktası olan "öncü" lenf nodunun çıkarılmasıdır. Yayılım yoksa başka lenf bezi alınmaz.
    • Koltuk Altı Lenf Bezi Diseksiyonu (ALND): Eğer sentinel nodda yayılım varsa, koltuk altındaki daha fazla sayıda lenf nodu çıkarılır. Lenfödem riski içerir.

     

     

     

    Kemoterapi

    Kanser hücrelerini öldürmeyi hedefleyen ilaç tedavisidir.

     

    • Neoadjuvan (ameliyat öncesi): Tümörü küçültmek için
    • Adjuvan (ameliyat sonrası): Nüks riskini azaltmak için
    • Metastatik evrede: Yayılmış hastalığı kontrol altına almak için uygulanır.

     

     

     

     

     

    Yan etkiler arasında saç dökülmesi, mide bulantısı, halsizlik, enfeksiyon riski yer alır.

    Radyoterapi

    Yüksek enerjili ışınlarla kalan kanser hücrelerini yok etmeyi amaçlar.

     

    • Genellikle meme koruyucu cerrahiden sonra uygulanır.
    • Koltuk altı ya da göğüs duvarı da ışınlanabilir.

     

     

     

    Yan etkiler: Ciltte yanık benzeri değişiklikler, yorgunluk, nadiren akciğer dokusunda hasar.

    Hormon Tedavisi

    Tümör hücrelerinde östrojen/progesteron reseptörü varsa uygulanır.

     

    • Tamoksifen: Premenopozal hastalarda sık kullanılır.
    • Aromataz inhibitörleri: Menopoz sonrası kadınlarda tercih edilir.

     

     

     

    Hormon tedavisi 5–10 yıl sürebilir. Sıcak basması, eklem ağrısı gibi yan etkileri olabilir.

    Hedefe Yönelik Tedaviler

    Kanser hücrelerinin spesifik moleküler özelliklerine karşı geliştirilmiş tedavilerdir.

     

    • HER2 pozitif tümörlerde trastuzumab (Herceptin) veya pertuzumab gibi ilaçlar kullanılır.
    • Kemoterapi ile birlikte ya da tek başına verilebilir.

     

     

     

    Daha az yan etkiyle daha hedefli sonuç alınması amaçlanır.

    İmmünoterapi

    Vücudun bağışıklık sistemini aktive ederek kanser hücreleriyle savaşmasına yardımcı olur.

     

    • Özellikle triple negatif meme kanseri gibi bazı alt tiplerde kullanılır.
    • Anti-PD-1/PD-L1 ajanları, bağışıklık yanıtını artırır.

    Henüz sınırlı hastada uygulanmakta olup gelecek vaat eden bir alandır.

     

     

    Tedavi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

     

    • Düzenli Kontroller: Onkolog ve cerrahla planlı takipler aksatılmamalıdır (ilk 5 yıl çok kritiktir).
    • Lenfödem Riski: Koltuk altı cerrahisi sonrası kol şişliği için fizik tedavi önerileri uygulanmalı, ağırlık taşınmamalı.
    • Beslenme ve Yaşam Tarzı: Antioksidanlardan zengin, dengeli beslenme; düzenli egzersiz ve ideal kilo korunmalıdır.
    • Psikolojik Destek: Depresyon, kaygı ve vücut imajı sorunları için psikososyal destek önemlidir.
    • İlaç Uyumu: Hormon ya da hedefe yönelik tedaviler planlandığı şekilde aksatılmadan sürdürülmelidir.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Cerrahi Tedavi Kimlere Uygulanır?

    Cerrahi tedavi, tümörün çıkarılmasının mümkün olduğu hastalarda uygulanır. Tümör boyutu, yayılım durumu, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve genetik faktörlere göre tedavi planlanır. Cerrahi, erken evre hastalarda küratif amaçlı, ileri evrelerde ise palyatif veya tümör yükünü azaltıcı amaçla yapılabilir.

    Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi (SLNB)

    Sentinel lenf nodu biyopsisi, tümör hücrelerinin yayılma ihtimali olan ilk lenf nodunun çıkarılarak incelenmesidir. Bu yöntem, koltuk altı lenf bezlerinin tamamının alınmasına gerek kalmadan yayılımın olup olmadığını anlamaya yardımcı olur ve lenfödem riskini azaltır.

    Biyopsi Tekniği

    Meme kanseri tanısında kullanılan biyopsi teknikleri arasında iğne biyopsisi (trucut), ince iğne aspirasyon biyopsisi (FNAB) ve açık biyopsi yer alır. Ultrason veya mamografi eşliğinde yapılan görüntüleme destekli biyopsiler de sıklıkla tercih edilir.

    Koltuk Altı Lenf Bezi Diseksiyonu

    Koltuk altı lenf bezi diseksiyonu, kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını değerlendirmek ve bölgesel kontrol sağlamak için yapılan bir cerrahi işlemdir. Ancak bu işlem lenfödem, his kaybı ve hareket kısıtlılığı gibi yan etkilere yol açabileceğinden, sadece gerekli durumlarda tercih edilir.

    Kemoterapi Uygulama Şekilleri

    Kemoterapi, damardan infüzyon şeklinde veya bazı durumlarda ağız yoluyla verilen ilaçlarla uygulanır. Neoadjuvan (ameliyat öncesi), adjuvan (ameliyat sonrası) veya metastatik hastalıkta palyatif amaçla kullanılabilir. Tedavi, hastanın tümör tipi, evresi ve genel sağlık durumuna göre planlanır.

    Hedefe Yönelik Tedavi Çeşitleri

    Hedefe yönelik tedaviler, kanser hücrelerinin belirli moleküler özelliklerini hedef alan ilaçlardır. Örneğin, HER2 pozitif meme kanserinde trastuzumab gibi ajanlar kullanılır. Bu tedaviler, sağlıklı hücrelere daha az zarar vererek etkinlik sağlar ve kemoterapiyle birlikte veya tek başına uygulanabilir.

    Meme Kanserinden Korunma Yolları Nelerdir?

    Meme kanserini tamamen önlemek her zaman mümkün olmasa da, erken tanı ve risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile hem görülme sıklığı azaltılabilir hem de tedavi başarısı artırılabilir. İşte korunma ve erken teşhiste etkili yöntemler:

    Düzenli Kontroller

    Kadınların yaşlarına ve risk durumlarına göre belirli aralıklarla doktor kontrolüne gitmeleri, olası değişikliklerin erken fark edilmesini sağlar. Düzenli takip, özellikle ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar için kritik önemdedir. Risk gruplarında genetik danışmanlık da önerilir.

    Kendi Kendine Muayene

    Kadınların her ay düzenli olarak kendi meme dokularını elle kontrol etmeleri, kitle, şekil bozukluğu veya cilt değişikliklerini erken fark etmelerine yardımcı olabilir. Genellikle adetten sonraki ilk hafta önerilen dönemdir. Kendi kendine muayene tanı koydurmaz ama farkındalığı artırır.

    Klinik Muayene

    Kadınların 20 yaşından itibaren yılda bir kez doktor tarafından yapılan fiziksel meme muayenesinden geçmeleri önerilir. 40 yaş üstü bireylerde bu muayene, mamografi ile birlikte değerlendirilmelidir. Klinik muayene, görüntüleme ile fark edilemeyen bazı değişikliklerin saptanmasını sağlayabilir.

    Görüntüleme

    • Mamografi: 40 yaş ve üzeri kadınlarda yılda bir kez önerilir. En etkili tarama yöntemidir.
    • Ultrasonografi: Genç kadınlarda veya yoğun meme dokusu olan bireylerde mamografiye ek olarak kullanılır.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Yüksek riskli kadınlarda, özellikle BRCA mutasyonu taşıyanlarda mamografiye ek olarak önerilir.

    Sağlıklı Yaşam Tarzı Faktörleri

    • Dengeli beslenme: Liften zengin, sebze ve meyve ağırlıklı diyetler önerilir.
    • Düzenli egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite riski azaltır.
    • Alkol tüketimini sınırlamak ve sigaradan uzak durmak meme kanseri riskini azaltabilir.
    • İdeal kilonun korunması özellikle menopoz sonrası meme kanseri riskinde etkilidir.
    • Emzirme: Doğal korunma yöntemlerinden biridir; emzirmek meme kanseri riskini düşürür.
    • Hormon tedavilerinin (özellikle menopoz sonrası) dikkatle kullanılması önerilir.

    Erkeklerde Meme Kanseri

    Meme kanseri genellikle kadınlara özgü bir hastalık gibi düşünülse de, erkeklerde de nadir de olsa görülmektedir. Erkek meme kanseri, genellikle geç tanı konduğu için daha ileri evrede fark edilir. Erkeklerde meme dokusunun daha az olması, tümörün çevre dokulara hızlı yayılmasına neden olabilir.

    Erkeklerde Meme Kanseri Belirtileri

    • Göğüste ele gelen sert, ağrısız bir kitle (genellikle tek taraflı ve meme başına yakın)
    • Meme başında çekilme, akıntı (özellikle kanlı)
    • Meme cildinde kızarıklık, kalınlaşma veya yara
    • Koltuk altı lenf nodlarında şişlik
    • Nadiren meme başında hassasiyet veya ağrı

    Bu belirtiler görüldüğünde mutlaka tıbbi değerlendirme yapılmalıdır.

    Erkeklerde Meme Kanseri Risk Faktörleri

    • Genetik yatkınlık: BRCA2 mutasyonu taşıyan erkeklerde meme kanseri riski belirgin artar.
    • Aile öyküsü: Yakın akrabasında meme kanseri bulunan erkeklerde risk yüksektir.
    • Hormon dengesizlikleri: Östrojen düzeyinin artması (örneğin siroz, Klinefelter sendromu gibi durumlarda) riski artırır.
    • Radyasyona maruz kalma
    • İleri yaş: En sık 60 yaş üzerindeki erkeklerde görülür.
    • Obezite ve alkol kullanımı da hormonal dengesizlikler yoluyla riski artırabilir.

    Erken tanı, erkeklerde de tedavi başarısını ciddi şekilde artırır.

    Meme Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

    Hastalar ve hasta yakınları meme kanseri hakkında tedavi ve tedavi sonrası sürece dair birçok detayı merak etmektedir.

    Meme Kanseri Genç Yaşlarda Görülür Mü?

    Amerika ve Avrupa ülkelerinde çok sık rastlanan meme kanseri olgularının ancak yüzde 7-8’i 40 yaş altındayken, ülkemizde 40 yaş altı meme kanseri olguları tüm meme kanseri olgularının yaklaşık yüzde 20’sini yani beşte birini oluşturuyor. Buna ek olarak ülkemizde meme kanseri hastalarının yarısı 50 yaş altındadır.

    • Endüstriyel gıdaların daha çok tüketiyor olması
    • Gereksiz ve kontrolsüz hormon, ilaç ve benzer ürünlerin kullanılması
    • Genç kadınların stresli iş yaşamları 
    • Doğum yapmama; geç yaşta doğum yapma, emzirmeme
    • 40 yaşından sonra her yıl mamografi

    Hiçbir şikâyeti olmayan sağlıklı kadınlarda meme kanseri amacıyla mamografi ile taramaya başlama yaşı Dünya Sağlık Örgütü’nce 40 yaştan sonrası olarak belirlenmiştir. Ancak, özellikle ailesinde meme kanseri olguları olan genç kadınların ergenlikten itibaren üç yılda bir meme muayenesi ve gerekirse meme ultrasonu ile kontrol edilmesi gerekir. 

    Meme Kanseri Önlenebilir Mi?

    Meme kanseri tamamen önlenemez, ancak bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlık önlemleri riski azaltabilir. Bunlar arasında:

    • Dengeli Beslenme: Meyve, sebze ve tam tahıllar açısından zengin bir diyet benimsemek.
    • Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite yapmak.
    • Sağlıklı Kilo: Aşırı kilodan kaçınmak.
    • Alkol Tüketimini Sınırlama: Alkol alımını azaltmak.
    • Sigara İçmemek: Sigara kullanmaktan kaçınmak.
    • Düzenli Tarama: Mammografi gibi tarama testlerini belirli aralıklarla yaptırmak, erken teşhis için önemlidir.

    Meme Kanseri Tekrarlayabilir Mi?

    Evet, meme kanseri tedavi edildikten sonra tekrarlayabilir. Tekrar riski, kanserin türüne, evresine, tedaviye yanıtına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Tekrar riski olan hastaların düzenli takip ve tarama yaptırmaları önemlidir. Tekrar durumunda, tedavi seçenekleri mevcut olabilir, bu nedenle doktorla iletişimde kalmak önemlidir.

    Meme Kanseri Tedavisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

    Tedavi sürecinden sonra hastalar genellikle şunları bekleyebilir:

    • Fiziksel İyileşme: Cerrahiden sonra iyileşme süreci geçirebilir. Bu süreç, cerrahi türüne ve bireysel iyileşme hızına bağlı olarak değişir.
    • Duygusal Destek: Psikolojik destek almak önemli olabilir. Destek grupları veya terapi seçenekleri, hastaların duygusal iyilik halleri için faydalıdır.
    • Düzenli Kontroller: Takip randevuları, hastalığın seyrini izlemek ve olası tekrarlara karşı erken önlem almak için önemlidir.
    • Yan Etkiler: Kemoterapi veya hormon tedavisi sonrası yan etkiler yaşanabilir. Bu yan etkiler kişiden kişiye değişir ve yönetim için doktorla iletişim kurmak önemlidir.

    Meme Kanseri Öldürür mü?

    Evet, meme kanseri tedavi edilmezse yaşamı tehdit edebilir. Ancak erken tanı ve uygun tedaviyle birçok hasta tamamen iyileşir.

     

    • Erken evrede yakalanan hastalarda 5 yıllık sağkalım oranı %90’ın üzerindedir.
    • Geç evrede bile modern tedavilerle yaşam süresi uzatılabilir, yaşam kalitesi artırılabilir.

     

     

    Sonuç olarak, meme kanseri ölümcül olabilir ama erken tanı ve etkin tedavi ile önlenebilir ve yönetilebilir bir hastalıktır.

     

    Evde Meme Kanseri Nasıl Anlaşılır?

    Evde meme kanseri tanısı konulamaz, ancak erken belirtiler fark edilebilir. Kendi kendine muayenede dikkat edilmesi gerekenler:

     

    • Memede ele gelen sert, hareket etmeyen bir kitle,
    • Meme başında çekilme, akıntı (özellikle kanlı),
    • Ciltte çökme, renk değişikliği, portakal kabuğu görünümü,
    • Koltuk altında şişlik veya kitle 

     

     

     

     

     

     

    gibi bulgular varsa vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.

     

    Meme Kanseri Bulaşıcı mıdır?

    Hayır. Meme kanseri bulaşıcı değildir.

     

    • Yakın temas, aynı ortamda bulunmak, cinsel ilişki, kan teması ya da hava yoluyla başka birine geçmez.
    • Meme kanseri genetik olabilir, yani ailede varsa risk artabilir ama bu kalıtsal geçiştir, bulaşıcı değildir.

     

    Meme Kanseri Kan Tahlilinde Çıkar mı?

    Hayır, doğrudan kan tahliliyle meme kanseri tanısı konulamaz. Ancak bazı testler destekleyici bilgi sağlar:

     

    • Tümör belirteçleri (CA 15-3, CEA) özellikle ileri evrede yükselebilir.
    • Kan sayımı, karaciğer-böbrek fonksiyon testleri, metastaz şüphesinde kullanılır.
    • Asıl tanı yöntemleri: Fizik muayene, görüntüleme (mamografi, ultrason, MR) ve biyopsidir.

     

     

    İletişim Formu Talep / Bilgi Alma
    Tümü Chevron Down

    Gönder