Backrgound Image
Home Icon
Arrow
Arrow
Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?

Calendar Icon
04 Ekim 2023
İçindekiler
  • Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?
  • Bariatrik (Obezite Cerrahi) İşlemler Kimler İçin Uygun Değildir?
  • Obezite Cerrahisi Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?
  • Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Yöntemleri Nelerdir?
  • Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)
  • Gastrik Bypass
  • Mini Gastrik Bypass
  • Duodenal Switch Ameliyatı
  • Mide Bandı ile Tedavi Yöntemi
  • Mide Balonu
  • Obezite Cerrahisi Nasıl Yapılır?
  • Obezite Cerrahisinin Riskleri Nelerdir?
  • Obezite Cerrahisinin Yan Etkileri Nelerdir?
  • Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Öncesi Değerlendirme ve Hazırlık
  • Obezite Cerrahisi Sonrası Yaşam Tarzı Değişiklikleri
  • Obezite Cerrahisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
  • Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Kimler İçin Uygundur?
Copy Icon
Twitter Icon
Facebook Icon
Lınkedin Icon

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi), obezite ve bu duruma bağlı olarak ortaya çıkabilen metabolik hastalıkların tedavisinde kullanılan cerrahi müdahaleleri ifade eder. Obezite, vücut yağının aşırı birikmesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur ve birçok ciddi sağlık komplikasyonuna neden olabilir. Bu komplikasyonlar arasında tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, uyku apnesi, eklem problemleri, karaciğer hastalığı ve daha pek çok metabolik sorun bulunur.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Nedir?

Obezite cerrahisi, fazla kiloların kalıcı olarak azaltılmasını amaçlayan cerrahi yöntemlerin genel adıdır. Bariatrik cerrahi olarak da bilinen bu işlemler, mide hacmini küçülterek veya sindirim sisteminin besin emilimini değiştirerek kilo kaybı sağlar. Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisiyle yeterli sonuç alınamayan ileri obezite hastalarında tercih edilir. En yaygın yöntemler arasında tüp mide (sleeve gastrektomi), gastrik bypass ve mide balonu gibi uygulamalar yer alır.

Post Bariatrik Cerrahi Nedir?

Post bariatrik cerrahi, obezite cerrahisi sonrası aşırı kilo kaybı yaşayan hastalarda ortaya çıkan deri sarkmalarını ve şekil bozukluklarını düzeltmeyi amaçlayan estetik operasyonlardır. Bu cerrahi işlemler; karın germe, kol germe, bacak germe, meme dikleştirme veya vücut şekillendirme ameliyatlarını içerebilir. Post bariatrik cerrahi, hem estetik görünümü iyileştirmek hem de hastanın yaşam kalitesini artırmak açısından önemli bir tamamlayıcı aşamadır.

 

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Kimler İçin Uygundur?

Obezite cerrahisi, sadece kilo vermek isteyen her bireye uygulanan bir yöntem değildir. Bu ameliyatların yapılabilmesi için uluslararası kabul görmüş belirli tıbbi kriterlerin karşılanması gerekir. Genel olarak, diyaliz, egzersiz ve tıbbi beslenme tedavisiyle (diyet) kalıcı başarı sağlayamamış hastalar adaydır.

Uygunluk Kriterleri

Aşağıdaki özelliklere sahip bireyler bariatrik cerrahi için uygun aday olarak kabul edilir:

  • Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 ve Üzeri Olanlar: Herhangi bir yandaş hastalığı olmasa dahi, VKİ değeri 40 ve üzerinde olan (morbid obez) kişiler.
  • Vücut Kitle İndeksi 35-40 Arası ve Ek Hastalığı Olanlar: VKİ değeri 35-40 arasında olup; tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, karaciğer yağlanması veya ciddi eklem sorunları gibi obezite kaynaklı kronik hastalığı olanlar.
  • Kontrol Altına Alınamayan Tip 2 Diyabet: Bazı durumlarda VKİ 30-35 arasında olsa dahi, tıbbi tedaviyle kontrol edilemeyen diyabet hastalarında "Metabolik Cerrahi" kapsamında operasyon düşünülebilir.
  • Yaş Aralığı: Genellikle 18 ile 65 yaş arasındaki bireyler uygundur. (Ancak özel durumlarda, heyet kararıyla çocuklarda veya 65 yaş üstü sağlıklı bireylerde de uygulanabilir.)

Ameliyat Öncesi Gereklilikler

Kişinin sadece fiziksel kriterleri karşılaması yeterli değildir; cerrahi başarı için şu şartlar da aranır:

  • Diyet Geçmişi: En az 6 ay boyunca uzman kontrolünde diyet ve egzersiz yapılmış ancak başarısız olunmuş olması.
  • Psikolojik Uygunluk: Operasyon sonrası beslenme düzenini radikal bir şekilde değiştirebilecek kararlılıkta olmak ve yeme bozukluğu (binge eating gibi) gibi psikolojik engellerin bulunmaması.
  • Anestezi Engeli Olmaması: Genel anestezi almasına engel olacak ciddi bir kalp veya solunum yetmezliğinin bulunmaması.
  • Bağımlılık Durumu: Aktif uyuşturucu veya aşırı alkol bağımlılığının olmaması.

Obezite Cerrahisi

Bariatrik (Obezite Cerrahi) İşlemler Kimler İçin Uygun Değildir?

Bariatrik cerrahi, her obez birey için uygun bir tedavi seçeneği değildir. Operasyon için uygun olmayan adaylar şu şekilde:

  • Vücut kitle indeksi (VKİ) 35’in altında olan kişiler
  • Obeziteye bağlı ciddi sağlık sorunları (örneğin diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi vb.) bulunmayan hastalar
  • Kilo verme motivasyonu veya yaşam tarzı değişikliğine uyumu yetersiz bireyler
  • Kontrolsüz psikiyatrik hastalığı bulunanlar
  • Alkol veya madde bağımlılığı olan kişiler
  • İleri kalp ya da akciğer yetmezliği gibi cerrahi riski yüksek hastalar
  • Aktif kanser tedavisi gören hastalar
  • Cerrahiye engel oluşturabilecek ciddi tıbbi sorunları bulunanlar
  • Kısa süre içinde hamile kalmayı planlayan veya halen hamile olan kadınlar

Obezite Cerrahisi Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?

Obezite cerrahisi sadece kilo kaybı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda aşırı kilonun tetiklediği pek çok kronik hastalığı iyileştirme veya tamamen ortadan kaldırma (remisyon) gücüne sahiptir. Bu nedenle tıp dünyasında artık 'metabolik cerrahi' olarak da adlandırılmaktadır.

İşte bu ameliyatların olumlu etki ettiği başlıca metabolik hastalıklar:

  • Tip 2 Diyabet (Şeker Hastalığı): Obezite cerrahisi sonrası hastaların büyük bir kısmında kan şekeri seviyeleri ameliyattan hemen sonra (henüz kilo vermeden bile) düzelmeye başlar. Birçok hasta ilaçlarını veya insülin kullanımını tamamen bırakabilir.
  • Yüksek Tansiyon (Hipertansiyon): Kilo kaybıyla birlikte damarlardaki yük azalır ve kan basıncı dengelenir. Hastaların yaklaşık %60-70'inde tansiyon ilaçlarına ihtiyaç kalmaz.
  • Uyku Apnesi: Boğaz bölgesindeki yağ dokusunun azalması solunum yollarını rahatlatır. Bu da uyku sırasında solunumun durması problemini büyük oranda iyileştirir ve hastaların yaşam kalitesini artırır.
  • Yüksek Kolesterol ve Trigliserit: Kandaki yağ oranları dengelenerek damar sertliği ve buna bağlı gelişebilecek kalp krizi riski düşürülür.
  • Karaciğer Yağlanması: Karaciğerdeki yağlanma azalır ve ileride oluşabilecek siroz gibi daha ciddi tablolar önlenebilir.
  • Eklem Sorunları: Diz, bel ve kalça eklemlerine binen yükün hafiflemesiyle hareket kabiliyeti artar ve kronik ağrılar azalır.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Yöntemleri Nelerdir?

Bariatrik cerrahi yöntemleri, hastanın metabolik durumu, vücut kitle indeksi ve beslenme alışkanlıklarına göre iki ana mekanizma üzerinden tasarlanmıştır. Modern tıpta en sık kullanılan yöntemler şunlardır:

Kısıtlayıcı (Restriktif) Ameliyatlar

Bu yöntemlerde temel amaç, midenin hacmini küçülterek hastanın çok az miktarda gıda ile tokluk hissetmesini sağlamaktır. Bağırsaklara müdahale edilmediği için besin emilimi normal seyrinde devam eder.

  • Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi): Midenin yaklaşık %80'lik büyük bir kısmı cerrahi olarak çıkarılır ve mide bir "tüp" veya "muz" şekline getirilir. Sadece hacmi küçültmekle kalmaz, aynı zamanda açlık hormonu olarak bilinen Ghrelin hormonunun salgılandığı bölge çıkarıldığı için hastanın iştahı da belirgin şekilde azalır.

Emilim Bozucu (Malabsorptif) ve Karma Ameliyatlar

Bu ameliyatlar hem midenin hacmini küçültür (kısıtlayıcı etki) hem de besinlerin geçtiği bağırsak yolunu kısaltarak kalorilerin vücut tarafından tam olarak emilmesini engeller (emilim bozucu etki).

  • Gastrik Bypass (Roux-en-Y): Midenin üst kısmında küçük bir kese oluşturulur ve bu kese doğrudan ince bağırsağın orta kısmına bağlanır. Böylece besinler midenin büyük kısmını ve ince bağırsağın başlangıcını atlayarak geçer. Hem az yemeyi sağlar hem de alınan kalorilerin emilimini azaltır.
  • Mini Gastrik Bypass: Gastrik bypass'a benzer ancak teknik olarak daha basittir ve tek bir bağlantı (anastomoz) içerir. Hem mideyi küçültür hem de emilimi bozar.
  • Biliyopankreatik Diversiyon (BPD/DS): Daha çok aşırı obez (Süper Obez) hastalarda tercih edilen, emilim bozucu etkisi çok yüksek olan kompleks bir yöntemdir.

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık yüzde 80’inin alınarak geriye tüp şeklinde dar bir mide bırakılmasıyla yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu yöntem, hem mide hacmini küçülterek daha az yemek yemeyi sağlar hem de iştahı azaltan ghrelin hormonunun üretimini düşürür. Günümüzde en sık uygulanan bariatrik cerrahi yöntemlerinden biridir ve kalıcı kilo kaybı elde edilmesine yardımcı olur.

  • Etkisi: Hem mide hacmi küçüldüğü için alınan gıda miktarı kısıtlanır hem de açlık hormonu (Ghrelin) salgılayan bölge çıkarıldığı için iştah azalır.
  • Avantajı: Sindirim sisteminin doğal yolu bozulmaz, vitamin ve mineral emilim bozukluğu bypass yöntemlerine göre daha az görülür.

Gastrik Bypass

Gastrik bypass ameliyatında mide küçültülür ve ince bağırsağın bir kısmı devre dışı bırakılarak sindirim sistemi yeniden düzenlenir. Bu sayede hem alınan gıda miktarı azalır hem de emilim kısıtlanır. Özellikle tip 2 diyabet ve ağır obezite hastalarında etkili bir yöntemdir. Kilo kaybı süreci hızlıdır ancak düzenli takip ve beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesi gerekir.

  • Etkisi: Hem kısıtlayıcıdır (küçük mide hacmi) hem de emilim bozucudur (gıdaların bağırsağın bir kısmına uğramaması).
  • Avantajı: Özellikle kontrol altına alınamayan Tip 2 diyabet ve şiddetli reflü hastalarında altın standart olarak kabul edilir.

Mini Gastrik Bypass

Mini gastrik bypass, klasik gastrik bypassa benzer ancak daha basit ve tek bağlantılı bir teknikle yapılır. Ameliyat süresi daha kısadır ve komplikasyon riski daha düşüktür. Mide küçük bir tüp haline getirilir ve ince bağırsağın orta kısmına bağlanır. Hem gıda alımı hem de emilimi kısıtlandığı için etkili bir kilo kaybı sağlanır.

  • Özelliği: Safra reflüsü riskini kontrol altında tutmak için bağlantı noktası özenle planlanır. Kilo kaybı başarısı oldukça yüksektir.

Duodenal Switch Ameliyatı

Duodenal switch, hem mide hacmini küçülten hem de bağırsakların büyük bir kısmını devre dışı bırakan karma bir cerrahi yöntemdir. En etkili kilo kaybı sağlayan yöntemlerden biridir ancak besin ve vitamin emilimini ciddi şekilde azalttığı için dikkatli hasta takibi ve ömür boyu vitamin-mineral desteği gerekir. Genellikle ileri derecede obez hastalarda tercih edilir.

  • Emilimi en çok azaltan yöntemdir. Genellikle aşırı obez (süper obez) veya metabolik sendromu ağır seyreden hastalarda tercih edilir.
  • Vitamin ve mineral eksikliği riski yüksek olduğu için ameliyat sonrası takip çok kritiktir.

Mide Bandı ile Tedavi Yöntemi

Mide bandı (ayarlanabilir gastrik band) yönteminde, midenin üst kısmına silikon bir halka takılarak mide iki bölüme ayrılır. Bu sayede hasta daha az yemekle tokluk hissine ulaşır. Günümüzde daha az tercih edilse de, geri dönüşümlü olması nedeniyle bazı hastalar için uygun bir seçenektir. Bandın ayarlanabilir olması, kilo verme sürecinde esneklik sağlar.

  • Günümüzde mide delinmesi, bandın yer değiştirmesi veya yemek borusu genişlemesi gibi uzun vadeli komplikasyonlar nedeniyle popülerliğini kaybetmiştir; yerini büyük oranda Tüp Mide ameliyatına bırakmıştır.

Mide Balonu

Mide balonu, cerrahi işlem gerektirmeyen, endoskopik olarak mideye yerleştirilen şişirilebilir bir silikon balondur. Mide hacmini kısmen doldurarak erken tokluk hissi oluşturur ve gıda alımını sınırlar. Genellikle vücut kitle indeksi 27–35 arasında olan, cerrahiye uygun olmayan veya ameliyat istemeyen kişilerde tercih edilir. Balon genellikle 6 ila 12 ay arasında mide içinde kalır ve ardından çıkarılır.

  • İşlem: Ameliyat değildir. Balon midede yer kaplayarak tokluk hissi sağlar.
  • Süre: Balonun türüne göre 6 ay veya 12 ay sonra mideden tekrar endoskopik olarak çıkarılması gerekir.

Obezite Cerrahisi nedir?

Obezite Cerrahisi Nasıl Yapılır?

Obezite cerrahisi, gelişen teknoloji sayesinde günümüzde modern cerrahi tekniklerle çok daha güvenli ve hızlı iyileşme imkanı sunan yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Cerrahinin uygulanış biçimi, kullanılan teknolojiye ve hastanın fiziksel durumuna göre üç ana yönteme ayrılır:

Laparoskopik Cerrahi (Kapalı Yöntem)

Günümüzde obezite ameliyatlarında "altın standart" olarak kabul edilen en yaygın yöntemdir. Karın bölgesine büyük bir kesi yapmak yerine, çapları 5 ila 12 mm arasında değişen birkaç küçük delikten girilerek yapılır.

  • Karın boşluğu karbondioksit gazı ile şişirilerek cerrah için çalışma alanı yaratılır. Bir delikten içeriye yüksek çözünürlüklü bir kamera (laparoskop) yerleştirilir, diğer deliklerden ise özel cerrahi el aletleri ile işlem gerçekleştirilir.
  • Ameliyat sonrası ağrı çok azdır, enfeksiyon riski düşüktür ve hastalar genellikle 2-3 gün içinde taburcu olabilir. Estetik açıdan belirgin bir iz bırakmaz.

Robotik Cerrahi

Laparoskopik cerrahi dışında daha ileri bir versiyonudur. Cerrah, hastanın başucunda durmak yerine, ameliyat odasındaki bir konsolun başında oturarak robotik kolları yönetir.

  • Cerrah, robotik sistemi kullanarak 3 boyutlu ve yüksek derinlikli bir görüntü altında çalışır. Robotun kolları, insan bileğinin yapamayacağı manevraları ve 540 derecelik dönüşleri titreşimsiz bir şekilde gerçekleştirebilir.
  • Özellikle çok yüksek kilolu (süper obez) hastalarda veya dar alanlarda çalışırken cerraha maksimum hassasiyet sağlar. Komplikasyon oranlarını minimize eder.

Açık Cerrahi

Karın bölgesinde yapılan büyük bir kesi (insizyon) aracılığıyla gerçekleştirilen geleneksel yöntemdir.

  • Cerrah, karın boşluğunu tamamen açarak organlara doğrudan müdahale eder.
  • Günümüzde obezite cerrahisinde ilk seçenek değildir. Ancak daha önce çok sayıda karın ameliyatı geçirmiş olanlarda, laparoskopi sırasında kontrol edilemeyen bir kanama gerçekleştiğinde veya anatomik yapının kapalı yönteme izin vermediği nadir ve zorunlu durumlarda tercih edilir.
  • İyileşme süreci daha uzundur, yara yeri fıtığı riski ve ağrı laparoskopik yönteme göre daha fazladır.

Obezite Cerrahisinin Riskleri Nelerdir?

Her cerrahi işlemde olduğu gibi obezite cerrahisinin de bazı riskleri ve olası komplikasyonları vardır. Bu riskler, uygulanan yönteme, hastanın genel sağlık durumuna ve cerrahi deneyime göre değişebilir. Obezite tedavisi kapsamında olası riskler şunlardır:

  • Anesteziye bağlı komplikasyonlar: Nadir de olsa genel anesteziye karşı alerjik reaksiyon veya solunum problemleri gelişebilir.
  • Kanama veya enfeksiyon: Ameliyat sonrası yara bölgesinde veya iç organlarda kanama, iltihaplanma görülebilir.
  • Kaçak (sızıntı) riski: Özellikle tüp mide veya bypass ameliyatlarında mide hattında dikiş yerlerinden sızıntı oluşabilir.
  • Pıhtı (emboli) oluşumu: Cerrahi sonrası hareketsizlik nedeniyle bacak toplardamarlarında pıhtı oluşabilir ve akciğere atma riski vardır.
  • Vitamin ve mineral eksiklikleri: Emilimin azaldığı yöntemlerde özellikle B12, demir, kalsiyum ve D vitamini eksiklikleri gelişebilir.
  • Safra taşı oluşumu: Hızlı kilo kaybına bağlı olarak safra kesesinde taş oluşma riski artar.
  • Bağırsak tıkanıklığı veya ülser: Özellikle bypass sonrası nadiren sindirim sistemi tıkanıklıkları görülebilir.
  • Uzun dönem kilo geri alımı: Cerrahi sonrası sağlıksız beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerine uyulmaması halinde yeniden kilo alımı mümkündür.

Obezite Cerrahisinin Yan Etkileri Nelerdir?

Obezite cerrahisi hayat kurtarıcı bir müdahale olsa da, her cerrahi işlem gibi bazı riskler ve yan etkiler taşır. Bu yan etkiler erken dönem (ameliyat sonrası ilk günler) ve geç dönem (kilo verme süreci) olarak ikiye ayrılır.

Erken Dönem Yan Etkileri

Bu etkiler genellikle hastanede yatış veya iyileşme sürecinde görülür:

  • Ağrı ve Bulantı: Ameliyat sonrası ilk birkaç gün karın bölgesinde hassasiyet ve yeni beslenme düzenine alışmaya çalışan mide nedeniyle bulantı hissi sık görülür.
  • Kaçak (Sızıntı) Riski: En ciddi komplikasyonlardan biridir. Midenin kesilen veya birleştirilen hattından karın boşluğuna sızıntı olmasıdır. Modern tekniklerle bu risk %1'in altına düşmüştür.
  • Kanama: Ameliyat hattında veya dikiş (stapler) yerlerinde kanama görülebilir, genellikle medikal takip ile kontrol edilir.
  • Anestezi ve Solunum Sorunları: Obez bireylerde akciğer kapasitesi kısıtlı olduğundan, anestezi sonrası geçici solunum sıkıntıları yaşanabilir.

Geç Dönem Yan Etkileri

Bu etkiler kilo kaybının hızlandığı ve vücudun yeni metabolizmaya alıştığı süreçte ortaya çıkar:

  • Dumping Sendromu (Genellikle Bypass Sonrası): Şekerli veya çok yağlı gıdaların tüketilmesi sonucu besinlerin ince bağırsağa çok hızlı geçmesidir. Çarpıntı, terleme ve ishal ile kendini gösterir.
  • Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Besin emilimi azaldığı veya mide hacmi küçüldüğü için B12, demir, kalsiyum ve D vitamini eksiklikleri görülebilir. Bu durumun önüne geçmek için ömür boyu takviye gerekebilir.
  • Safra Taşları: Hızlı kilo kaybı karaciğerin safra dengesini değiştirebilir, bu da hastalarda safra kesesi taşı oluşma riskini artırır.
  • Deri Sarkmaları: Çok yüksek miktarda kilo kaybı sonrası vücut derisi toparlanamayabilir. Bu durum, daha önce bahsettiğimiz Post Bariatrik Cerrahi ile düzeltilebilir.
  • Saç Dökülmesi: Vücudun hızlı kilo kaybına tepki olarak protein ve vitaminleri hayati organlara yönlendirmesi sonucu geçici saç dökülmesi (telegon effluvium) görülebilir.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi) Öncesi Değerlendirme ve Hazırlık

Obezite cerrahisi öncesi süreç, hastanın fiziksel, psikolojik ve metabolik açıdan ameliyata uygunluğunu belirlemek için kapsamlı bir değerlendirme dönemidir. Bu aşama, cerrahinin güvenli ve başarılı sonuçlar vermesi açısından kritik öneme sahiptir. Değerlendirme sürecinde multidisipliner bir ekip (genel cerrah, endokrinolog, psikiyatrist, diyetisyen, anestezi uzmanı vb.) birlikte çalışır.

İşte operasyon öncesi izlenen temel adımlar:

Fiziksel ve Psikolojik Değerlendirme

Bariatrik cerrahi adayı, vücudunun bu köklü değişime hazır olup olmadığını anlamak için bir uzman heyeti (konsey) tarafından değerlendirilir.

  1. Multidisipliner Yaklaşım: Dahiliye, Endokrinoloji, Kardiyoloji ve Göğüs Hastalıkları uzmanları hastanın genel sağlık durumunu inceler.
  2. Psikolojik Değerlendirme: Psikolog veya psikiyatrist, hastanın duygusal yeme bozukluklarını (tıkanırcasına yeme gibi), ameliyat sonrası beklentilerini ve hayat boyu sürecek disipline olan uyum yeteneğini analiz eder. Aktif bağımlılıklar veya kontrolsüz ağır depresyon bu süreçte belirlenir.

Beslenme Danışmanlığı ve Diyet Planlaması

Ameliyat öncesi dönemde hasta, bariatrik diyetisyen ile çalışmaya başlar. Bu sürecin iki ana hedefi vardır:

  1. Karaciğer Küçültme Diyeti: Ameliyattan 1-2 hafta önce uygulanan düşük karbonhidratlı diyetle karaciğerdeki yağlanma ve hacim azaltılır. Bu, cerraha ameliyat sırasında mideye ulaşmak için daha geniş bir alan sağlar.
  2. Ameliyat Sonrası Hazırlık: Hastaya sıvı, püre ve katı beslenme geçişleri öğretilir. Protein ağırlıklı beslenme alışkanlığı bu evrede kazandırılmaya çalışılır.

Gerekli Tetkik ve Görüntüleme Yöntemleri

Ameliyat masasına yatmadan önce hastanın "iç haritası" çıkarılır. Standart bir hazırlık sürecinde şu testler uygulanır:

  1. Kan Tahlilleri: Tam kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, vitamin-mineral düzeyleri (B12, Demir, Folat vb.) ve insülin direnci değerleri.
  2. Üst Gastrointestinal Endoskopi: Midenin iç kısmında ülser, gastrit veya Helicobacter pylori enfeksiyonu olup olmadığı incelenir. Engel bir durum varsa önce tıbbi tedavi uygulanır.
  3. Görüntüleme: Karın ultrasonu (safra taşları ve karaciğer yağlanması için) ve akciğer grafisi çekilir.
  4. Kardiyovasküler Testler: EKG ve gerekli durumlarda Eko, hastanın anestezi riskini ölçmek için yapılır.

Obezite Cerrahisi

Obezite Cerrahisi Sonrası Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Obezite cerrahisi, kilo kaybını başlatan güçlü bir adımdır; ancak kalıcı başarı, ameliyat sonrası dönemde sürdürülen yaşam tarzı değişikliklerine bağlıdır. Bu süreçte düzenli beslenme, fiziksel aktivite, psikolojik denge ve medikal takip büyük önem taşır. Amaç yalnızca kilo vermek değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam alışkanlığı kazanmaktır.

Beslenme Alışkanlıklarının Değiştirilmesi

Ameliyattan sonra mide kapasitesi oldukça küçüldüğü için beslenme disiplini hayati önem taşır.

  • Kademeli Geçiş: Ameliyat sonrası ilk haftalar berrak sıvı, ardından püre dönemi ve nihayetinde katı gıda aşamasına geçilir.
  • Küçük Lokmalar, Çok Çiğneme: Midenin yeni yapısına zarar vermemek ve sindirimi kolaylaştırmak için her lokma püre kıvamına gelene kadar çiğnenmelidir.
  • Protein Önceliği: Vücudun kas kütlesini koruması ve yaraların iyileşmesi için her öğünde öncelik protein kaynaklarına verilmelidir.
  • Sıvı-Katı Ayrımı: "30 dakika kuralı" olarak bilinen bu kuralda, yemekle birlikte sıvı tüketilmemesi gerekir. Sıvılar öğünlerden 30 dakika önce veya sonra alınmalıdır.

Egzersiz ve Fiziksel Aktivite

Ameliyat sonrası hareket, sadece kalori yakmak için değil, metabolizmanın yavaşlamasını önlemek ve vücudu sıkılaştırmak için gereklidir.

  1. Erken Dönem: Ameliyattan hemen sonra (hastanede) kısa yürüyüşler kan dolaşımını hızlandırır ve pıhtı riskini azaltır.
  2. Orta Dönem: İlk 1 aydan sonra doktor onayıyla tempolu yürüyüşler ve yüzme gibi düşük etkili egzersizler rutine eklenir.
  3. İleri Dönem: 3. aydan itibaren kas kaybını önlemek ve deri sarkmalarını minimize etmek için hafif direnç (ağırlık) antrenmanlarına başlanmalıdır.

Psikolojik Destek ve Takip

Hızlı kilo kaybı süreci, fiziksel olduğu kadar duygusal olarak da zorlayıcı olabilir.

  • Beden Algısı Değişimi: Vücudun hızla küçülmesine zihinsel olarak uyum sağlamak zaman alabilir. Profesyonel psikolojik destek, bu süreci daha sağlıklı yönetmeyi sağlar.
  • Duygusal Yeme ile Mücadele: Ameliyat mideyi küçültür ancak beyni değiştirmez. Stres anında yeme dürtüsüyle başa çıkmak için terapi veya destek grupları oldukça faydalıdır.
  • Düzenli Kontroller: Vitamin ve mineral eksikliklerinin takibi için doktor ve diyetisyen kontrolleri asla aksatılmamalıdır. Genellikle ameliyat sonrası 1., 3., 6. ve 12. aylarda detaylı kan tahlilleri yapılır.

Obezite Cerrahisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Obezite cerrahisi süreci, hastalar için pek çok soruyu beraberinde getiren ciddi bir karardır. İşte bu süreçle ilgili en çok merak edilen konuların yanıtları:

Obezite Cerrahisi Sonrası Ne Kadar Kilo Verilir?

Obezite cerrahisi sonrası kilo kaybı, uygulanan yönteme, hastanın başlangıç kilosuna, yaşına, metabolizma hızına ve ameliyat sonrası beslenme-egzersiz uyumuna göre değişir. Genel olarak hastalar, ilk 6 ayda hızlı, sonraki aylarda ise daha yavaş ama sürekli bir kilo kaybı yaşar. Ortalama olarak, ameliyattan sonraki ilk yıl içinde fazla kiloların %60–80’i kaybedilir. Kalıcı sonuçlar için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının sürdürülmesi gerekir.

Obezite Cerrahisi Sonrası İyileşme Süreci Nasıl Olur?

Ameliyat sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle rahattır. Hastalar çoğunlukla 2–3 gün içinde taburcu edilir ve 1–2 hafta içinde günlük aktivitelerine dönebilir. İlk haftalarda sıvı gıdalarla başlanır, ardından püre ve yumuşak gıdalara geçilir. İyileşme sürecinde dikiş bölgelerinde hafif ağrı veya yorgunluk hissi normaldir. Düzenli doktor kontrolleri, yara iyileşmesi ve beslenme planı açısından oldukça önemlidir.

Obezite Cerrahisi Sonrası Ne Zaman Spor Yapabilirim?

Ameliyat sonrası ilk günlerde kısa yürüyüşler dolaşımı artırmak için önerilir. Genellikle 1. haftadan itibaren hafif yürüyüş, 4–6 hafta sonra ise daha yoğun egzersizlere başlanabilir. Ağırlık kaldırma ve karın kaslarını zorlayıcı hareketler için mutlaka doktor onayı alınmalıdır. Düzenli egzersiz, hem kilo kaybını hızlandırır hem de kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur.

Obezite Cerrahisi Sonrası Tüketilmemesi Gereken Besinler Nelerdir?

Ameliyat sonrası mide hacmi küçüldüğü için sindirimi zor veya mideyi rahatsız eden bazı besinlerden kaçınılmalıdır:

  • Gazlı ve şekerli içecekler
  • Yağlı, kızartılmış veya ağır baharatlı yiyecekler
  • Hamur işleri, tatlılar ve yüksek kalorili atıştırmalıklar
  • Alkol ve kafeinli içecekler
  • Sert etler ve çiğ sebzeler (iyileşme döneminde)

Bu besinler sindirim sorunlarına yol açabileceği gibi kilo kaybını da olumsuz etkileyebilir.

Obezite Cerrahisi Sonrası Tüketilmesi Gereken Besinler Nelerdir?

Bariatrik cerrahi sonrası beslenme, sindirimi kolay ve protein ağırlıklı olmalıdır. Önerilen besinler:

  • Tavuk, balık, yumurta, yoğurt gibi yüksek proteinli gıdalar
  • Püre haline getirilmiş sebzeler ve meyveler
  • Tam tahıllar (diyetisyenin önerisiyle)
  • Bol su (yavaş ve sık aralıklarla)
  • Vitamin ve mineral takviyeleri (doktor kontrolünde)

Amaç, yeterli besin alımını sürdürürken mideyi zorlamadan vücudun ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Obezite Cerrahisi Sonrası Hamile Kalınabilir Mi?

Evet, obezite cerrahisi sonrası hamile kalmak mümkündür; ancak ameliyattan sonraki ilk 12–18 ay içinde hamilelik önerilmez. Bu dönem, hızlı kilo kaybı ve hormonal değişimlerin yoğun olduğu bir süreçtir. Gebelik planlayan hastaların ideal kiloya ulaştıktan ve doktor onayı aldıktan sonra hamile kalmaları gerekir. Bu sayede hem anne hem de bebek sağlığı korunur.

Obezite Cerrahisi Sonrası Sarkmalar İçin Ne Yapılabilir?

Hızlı kilo kaybı sonrası deri elastikiyetini kaybedebilir ve vücutta sarkmalar oluşabilir. Bu durum genellikle karın, kol, bacak ve göğüs bölgelerinde görülür. Sarkmaları azaltmak için:

  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Bol su içmek ve protein alımına dikkat etmek
  • Cilt elastikiyetini artıran kremler kullanmak
  • Gerekirse post bariatrik estetik cerrahi (vücut şekillendirme ameliyatları) yaptırmak önerilir.

Obezite Cerrahisi Fiyatları Neye Göre Değişir?

Obezite cerrahisi fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak değişir:

  • Uygulanan cerrahi yöntemin türü (tüp mide, bypass vb.)
  • Hastanenin donanımı ve konumu
  • Cerrahın deneyimi
  • Ameliyat öncesi tetkikler ve sonrası takip süreci
  • Ameliyatın özel hastane veya kamu kurumunda yapılması.
    * Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
    * Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
    tag Icon
    obezite
    metobolik hastalık
    kilo kaybı
    Talep & Bilgi Alma
    Tümü
    Chevron Down

    Versiyon Geçmişi
    Güncel Versiyon
    09 Aralık 2025 08:49:15
    Liv Yayın Kurulu
    +90 530 510 61 88
    Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!