Backrgound Image
Home Icon
Arrow
Arrow
Anoreksiya Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Anoreksiya Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Calendar Icon
24 Haziran 2025
İçindekiler
  • Anoreksiya Nasıl Teşhis Edilir?
  • Anoreksiya Nasıl Tedavi Edilir?
  • Anoreksiya Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
  • Anoreksiya Nervoza Nedir?
  • Anoreksiya Belirtileri Nelerdir?
  • Anoreksiya Neden Olur?
  • Anoreksiya Kimlerde Görülür?
  • Anoreksiyanın Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
  • Anoreksiyadan Kurtulmak Mümkün mü? 
Copy Icon
Twitter Icon
Facebook Icon
Lınkedin Icon

Anoreksiya nervoza, bireyin kilo alma korkusu nedeniyle normalden çok az yemesi, beden algısında bozulma yaşaması ve ciddi kilo kaybı ile karakterize edilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Kişi çok zayıf olmasına rağmen kendini kilolu hisseder ve sürekli olarak kilo vermeye çalışır. Bu durum, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı ciddi şekilde etkiler.

Anoreksiya Nervoza Nedir?

Anoreksiya nervoza, kişinin gerçekte zayıf olmasına rağmen kendini kilolu sanması ve kilo almaktan aşırı derecede korkmasıyla karakterize, hayatı tehdit edebilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu durum, yiyecek alımını tehlikeli düzeyde kısıtlama, aşırı egzersiz yapma, müshil veya diüretik kullanma gibi sağlıksız yöntemlerle kilo kontrolü sağlama çabalarına yol açar. Hem fiziksel (aşırı kilo kaybı, adet düzensizlikleri, kalp sorunları) hem de psikolojik (depresyon, anksiyete, obsesif düşünceler) belirtilerle kendini gösteren anoreksiya, genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkabilir ve mutlaka doktor, psikolog ve diyetisyen gibi uzmanlardan oluşan bir ekiple multidisipliner bir tedavi gerektirir.

Anoreksiya ile İştahsızlık Arasındaki Fark Nedir?

İştahsızlık, genellikle geçici bir durumdur. Bir hastalık, stres, mide problemleri gibi nedenlerle kişi yemek yemek istemeyebilir ama altında patolojik bir kilo kaygısı yoktur. Anoreksiya nervoza ise psikiyatrik bir bozukluktur. Kişi aslında aç olmasına rağmen bilinçli olarak yemekten kaçınır çünkü kilo almaktan yoğun şekilde korkar ve kendini sürekli kilolu görür.

Anoreksiya Belirtileri Nelerdir?

Anoreksiya nervoza, sadece kilo kaybıyla sınırlı kalmayan, hem bedensel hem de zihinsel sağlığı derinden etkileyen ciddi bir yeme bozukluğudur. İşte dikkat etmeniz gereken başlıca belirtiler:

Fiziksel Belirtiler

Anoreksiyanın yol açtığı fiziksel belirtiler, vücudun açlık ve besin eksikliği karşısında verdiği tepkilerdir:

  • Aşırı Kilo Kaybı ve Düşük Vücut Ağırlığı: En belirgin işaret, yaş ve boya göre beklenen normal ağırlığın belirgin şekilde altına düşmedir.
  • Adet Düzensizlikleri veya Kesilmesi (Amenore): Kadınlarda yetersiz beslenme nedeniyle adet döngüsü bozulabilir veya tamamen durabilir.
  • Sürekli Üşüme Hissi: Vücut ısısını düzenleyen yağ dokusu azaldığı ve metabolizma yavaşladığı için kişi sürekli üşür.
  • Saç Dökülmesi ve Cilt Problemleri: Besin eksikliği saçların incelmesine, kırılmasına ve dökülmesine, cildin ise kurumasına, soluk veya sarımsı bir hal almasına neden olabilir.
  • Zayıf Tırnaklar: Tırnaklar kolayca kırılır veya soyulur.
  • Halsizlik ve Kas Zayıflığı: Vücut, enerji için kasları kullanmaya başladığından kas kaybı ve sürekli yorgunluk görülür.
  • Kabızlık ve Sindirim Sorunları: Bağırsak hareketleri yavaşlar, bu da kronik kabızlığa yol açabilir.
  • Düşük Kan Basıncı ve Kalp Hızı: Kalp, vücudu beslemek için daha az çaba harcamaya başlar, bu da tansiyon ve kalp atış hızının düşmesine neden olabilir.
  • Baş Dönmesi ve Bayılma: Kan şekeri düşüklüğü ve besin eksikliği nedeniyle sık sık baş dönmesi ve bayılmalar yaşanabilir.
  • Vücutta Ayva Tüyleri (Lanugo): Vücut, sıcak kalmak için ek bir yalıtım katmanı oluşturmaya çalışarak ince tüyler çıkarabilir.

Psikolojik ve Davranışsal Belirtiler

Anoreksiya, kişinin düşünce yapısını ve davranışlarını kökten değiştirir:

  • Beden Algısında Bozukluk: Kişi aşırı zayıf olmasına rağmen kendini şişman veya kilolu bölgeleri olduğunu düşünür.
  • Aşırı Kilo Alma Korkusu: Kilo almaktan yoğun ve mantıksız bir korku duyar.
  • Yemekle İlişkili Takıntılı Davranışlar: Yemekleri küçük parçalara ayırma, yemekleri gizleme, yemek yemeyi reddetme, belirli yiyecek gruplarını tamamen kesme gibi davranışlar görülebilir.
  • Aşırı Egzersiz: Kilo vermek veya kilo almayı engellemek için aşırı ve zorlayıcı egzersiz yapma eğilimi.
  • Yemek Sonrası Kusma veya Müshil Kullanımı: Tüketilen yiyeceklerden kurtulmak için istifra etme veya laksatif/diüretik kullanma.
  • Sosyal İzolasyon: Yemekle ilgili kaygılar veya beden imajıyla ilgili utanç nedeniyle sosyal etkinliklerden, özellikle yemekli toplantılardan kaçınma.
  • Depresyon, Anksiyete ve Duygu Durum Dalgalanmaları: Ruh hali değişimleri, irritabilite (sinirlilik) ve genel bir mutsuzluk hali sık görülür.
  • Mükemmeliyetçilik ve Aşırı Kontrol İhtiyacı: Kendi üzerlerinde ve çevrelerinde aşırı kontrol kurma eğilimi.
  • Düşük Özsaygı: Kendini değersiz hissetme ve özgüven eksikliği.

Kilo Kaybı Dışında Nelere Dikkat Edilmeli?

Sadece kilo kaybına odaklanmak, anoreksiyanın diğer önemli belirtilerini gözden kaçırmanıza neden olabilir. Kilo kaybının yanı sıra şunlara da dikkat etmek önemlidir:

  • Yeme Alışkanlıklarındaki Değişiklikler: Yemek saatlerini atlama, başkalarının yanında yemek yemekten kaçınma, yiyecekleri gizlice atma veya aşırı yavaş yemek yeme gibi alışkanlıklar.
  • Yiyeceklerle İlgili Aşırı Endişe: Sürekli kalori sayma, yiyeceklerin besin değerleri hakkında aşırı bilgi sahibi olma ve yiyecek etiketlerini takıntılı bir şekilde okuma.
  • Kıyafet Seçimleri: Zayıflığı gizlemek veya vücut hatlarını belli etmemek için bol, katmanlı kıyafetler giyme.
  • Kişilik ve Davranış Değişiklikleri: Eskiden keyif alınan aktivitelere karşı ilgisizlik, ani öfke patlamaları veya içe kapanma gibi davranış değişiklikleri.
  • Aşırı Ayna Kontrolü: Vücudun belirli bölgelerini takıntılı bir şekilde inceleme veya kilolarını ölçmek için sürekli tartılma.

Anoreksiya Neden Olur?

Anoreksiya nervoza, tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalık değildir. Genetik yatkınlık, psikolojik durum, sosyal çevre ve kültürel baskılar gibi birçok faktörün birleşimiyle gelişir.

Genetik Faktörler Etkili midir?

Evet, genetik faktörler anoreksiya gelişiminde önemli bir rol oynar. Aile üyelerinde yeme bozukluğu, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk veya anksiyete öyküsü olan kişilerde anoreksiya riski daha yüksektir. Bazı genlerin beyin kimyasını ve yeme davranışlarını etkilediği düşünülmektedir.

Psikolojik Nedenler (Anksiyete, Depresyon vb.) Rol Oynar mı?

Anoreksiya nervoza, herkeste görülebilmekle birlikte, belirli demografik gruplarda ve yaşam koşullarında daha yaygın olarak ortaya çıkar.

Anoreksiya Kimlerde Görülür?

Anoreksiya nervoza, herkeste görülebilmekle birlikte, belirli demografik gruplarda ve yaşam koşullarında daha yaygın olarak ortaya çıkar.

Hangi Yaş Grubunda Daha Yaygındır?

Anoreksiya nervoza genellikle ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde başlar. Özellikle 15-25 yaş arası en sık görüldüğü yaş aralığıdır. Bunun nedeni, ergenlik döneminde yaşanan bedensel değişimler, kimlik arayışı ve toplumsal baskıların artmasıdır. Ancak, 10 yaşından küçük çocuklarda veya daha ileri yaşlarda da nadiren görülebilir.

Kadınlarda mı Erkeklerde mi Daha Sık Görülür?

Anoreksiya nervoza, kadınlarda erkeklere oranla belirgin şekilde daha sık görülür. Genel olarak kadınlarda erkeklere göre 10 ila 20 kat daha fazla görüldüğü belirtilmektedir. Bu oran, kadınların ince beden imgesine sahip olma ve diyet yapma kültürüyle daha fazla ilişkilendirilmesiyle açıklanabilir. Erkeklerde anoreksiya daha nadir olsa da, görülme oranı giderek artmaktadır ve erkeklerde genellikle kaslı olma ve fiziksel aktivitelere daha fazla odaklanma şeklinde kendini gösterebilir.

Sporcular ve Sanatçılar Gibi Bazı Meslek Grupları Risk Altında mı?

Evet, bazı meslek grupları ve hobiler, ince bir beden tipine sahip olmanın veya belirli bir estetik standardı karşılamanın baskısı nedeniyle anoreksiya riski taşıyabilir. Bu gruplar şunları içerir:

  • Model ve Mankenler: Moda endüstrisinde aşırı incelik beklentisi, bu meslek grubundaki bireyler için yüksek risk oluşturur.
  • Balerinler ve Dansçılar: Bale ve dans, estetik ve fiziksel performansın önemli olduğu alanlardır. Vücut ağırlığı ve esneklik üzerine kurulan beklentiler, yeme bozukluklarına yatkınlığı artırabilir.
  • Jimnastikçiler ve Artistik Patenciler: Bu spor dallarında hafiflik, esneklik ve belirli bir vücut kompozisyonu gerekliliği, sporcuları kilo kontrolü konusunda aşırıya kaçmaya itebilir.
  • Aktörler/Aktrisler ve Performans Sanatçıları: Rol gereği kilo verme veya belirli bir görünüme bürünme baskısı, bazı oyuncuların sağlıksız yeme davranışları geliştirmesine neden olabilir.

Bu meslek gruplarındaki bireyler, dış görünüşleri ve bedenleriyle ilgili yoğun baskı altında kalabilirler, bu da onları sağlıksız diyetlere ve yeme bozukluklarına karşı daha savunmasız hale getirebilir.

Anoreksiya Nasıl Teşhis Edilir?

Anoreksiya nervoza, karmaşık bir yeme bozukluğu olduğu için teşhisi de dikkatli ve kapsamlı bir değerlendirme gerektirir. Doğru tanı konulabilmesi için genellikle multidisipliner bir yaklaşım benimsenir. Anoreksiya nervoza teşhisi, hem fiziksel belirtilerin hem de psikolojik durumun detaylı değerlendirilmesiyle konur. Tanı süreci genellikle psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve iç hastalıkları uzmanı gibi çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülür.

Hangi Uzmanlara Başvurulmalıdır?

Anoreksiya teşhisi ve tedavisi için bir ekip çalışması esastır. Başvurulması gereken başlıca uzmanlık alanları şunlardır:

  • Psikiyatrist: Ruh sağlığı uzmanı olarak yeme bozuklukları konusunda deneyimli bir psikiyatrist, hastalığın psikolojik boyutunu değerlendirir, tanı koyar ve tedavi planını yönetir. Gerekirse ilaç tedavisi de önerebilir.
  • Klinik Psikolog: Bilişsel davranışçı terapi, aile terapisi gibi psikoterapi yöntemlerini uygulayarak kişinin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmesine yardımcı olur.
  • Diyetisyen/Beslenme Uzmanı: Hastanın sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına, kilo alımını yönetmesine ve beslenme eksikliklerini gidermesine yardımcı olur.
  • İç Hastalıkları Uzmanı veya Aile Hekimi: Fiziksel sağlık durumunu değerlendirir, kan testleri yapar, beslenme eksikliklerinin neden olduğu organ hasarlarını veya diğer tıbbi komplikasyonları izler ve yönetir. Kalp veya sindirim sistemi sorunları gibi belirli komplikasyonlar için ilgili uzmanlara (kardiyolog, gastroenterolog) yönlendirme yapabilir.

Tanı Kriterleri Nelerdir (DSM-5)?

Anoreksiya nervoza teşhisi, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin yayımladığı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'nın beşinci baskısı (DSM-5) kriterlerine göre konulur. DSM-5'e göre anoreksiya nervoza tanı kriterleri şunlardır:

  • A. Yaş ve Boya Göre Belirgin Derecede Düşük Vücut Ağırlığı: Kişinin yaşı, cinsiyeti, gelişimsel seyri ve fiziksel sağlığı göz önüne alındığında, beklenen normal ağırlığın belirgin şekilde altında olması. Bu durum genellikle enerji alımının kısıtlanmasıyla gerçekleşir.
  • B. Kilo Almaktan veya Şişmanlamaktan Aşırı Korku: Düşük kiloda olmasına rağmen kilo almaktan veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma ya da kilo alımını engelleyici sürekli davranışlarda bulunma.
  • C. Vücut Ağırlığı veya Biçimini Deneyimleme Biçiminde Bozukluk: Kişinin kendi vücut ağırlığını veya biçimini algılama biçiminde bozukluk, vücut ağırlığının veya biçiminin özgüven üzerindeki aşırı etkisi ya da mevcut düşük vücut ağırlığının ciddiyetini inkar etme.

DSM-5 ayrıca anoreksiyanın şiddetini Vücut Kitle İndeksi'ne (VKİ) göre hafif, orta, şiddetli ve aşırı şiddetli olarak sınıflandırır.

Fiziksel ve Psikolojik Değerlendirme Nasıl Yapılır?

Teşhis sürecinde hem fiziksel hem de psikolojik değerlendirmeler bir arada yürütülür:

1. Fiziksel Değerlendirme:

  • Detaylı Tıbbi Öykü: Hastanın kilo geçmişi, diyet alışkanlıkları, egzersiz düzeni, adet döngüsü (kadınlarda) ve herhangi bir tıbbi rahatsızlık veya ilaç kullanımı hakkında bilgi alınır.
  • Fizik Muayene: Boy, kilo, kan basıncı, kalp hızı, vücut ısısı gibi temel vital bulgular kontrol edilir. Cilt, saç, tırnaklar ve kas kütlesi değerlendirilir.
  • Laboratuvar Testleri:
    • Tam Kan Sayımı: Anemi (kansızlık) gibi beslenme eksikliklerini kontrol etmek için.
    • Elektrolit Paneli: Potasyum, sodyum gibi elektrolit dengesizliklerini (özellikle kusma veya müshil kullanımı durumunda) kontrol etmek için.
    • Böbrek ve Karaciğer Fonksiyon Testleri: Organların sağlıklı çalışıp çalışmadığını değerlendirmek için.
    • Tiroid Fonksiyon Testleri: Tiroid sorunlarının kilo değişimlerine yol açıp açmadığını anlamak için.
    • Kemik Yoğunluğu Ölçümü (DEXA taraması): Kemik erimesi (osteoporoz) riskini değerlendirmek için, özellikle uzun süreli vakalarda.
    • Elektrokardiyogram (EKG): Kalp ritmi bozukluklarını kontrol etmek için yapılır, çünkü elektrolit dengesizlikleri kalbi etkileyebilir.

2. Psikolojik Değerlendirme:

  • Klinik Görüşme: Psikiyatrist veya psikolog, hastayla ve (mümkünse) ailesiyle detaylı bir görüşme yaparak yeme alışkanlıkları, beden algısı, kilo ile ilgili düşünceler, duygu durumu (depresyon, anksiyete belirtileri), benlik saygısı, sosyal ilişkiler ve diğer psikolojik belirtiler hakkında bilgi alır.
  • Psikometrik Testler: Yeme bozukluklarını, depresyonu, anksiyeteyi veya diğer eşlik eden ruhsal rahatsızlıkları değerlendirmeye yardımcı olabilecek standartlaştırılmış anketler ve ölçekler uygulanabilir. Örneğin, Yeme Tutumu Ölçeği (Eating Attitudes Test - EAT) gibi araçlar kullanılabilir.
  • Aile Öyküsü: Ailede yeme bozukluğu veya diğer ruhsal rahatsızlık öyküsünün olup olmadığı araştırılır.

Bu kapsamlı değerlendirmeler sonucunda, kişinin DSM-5 kriterlerini karşılayıp karşılamadığı belirlenir ve uygun tanı konularak kişiye özel bir tedavi planı oluşturulur.

Anoreksiya Nasıl Tedavi Edilir?

Anoreksiya nervoza, hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı ciddi şekilde etkileyen, karmaşık bir yeme bozukluğudur. Tedavisi, bireyin iyileşmesini desteklemek ve uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmesini sağlamak için multidisipliner bir ekip tarafından yürütülür.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anoreksiya tedavisinde farklı yaklaşımlar bir arada kullanılır ve her bireyin durumuna göre kişiselleştirilmiş bir plan oluşturulur:

Beslenme Desteği ve Tıbbi İzlem:

  • Yeniden Besleme: Vücudun uzun süreli açlıktan sonra güvenli ve kontrollü bir şekilde yeniden beslenmesi kritik öneme sahiptir. Bu süreç, uzmanlar tarafından yakından takip edilmelidir, çünkü "yeniden besleme sendromu" gibi ciddi riskler taşıyabilir.
  • Beslenme Danışmanlığı: Diyetisyenler, bireyin sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına, yeterli ve dengeli porsiyonlar tüketmesine yardımcı olacak bireyselleştirilmiş planlar oluşturur. Yiyeceklerle ilgili yanlış inançlar ve korkular üzerine çalışılır.

Psikoterapi (Psikolojik Danışmanlık):

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Anoreksiya tedavisinde en sık kullanılan terapi yöntemlerinden biridir. Kişinin yeme bozukluğuna yol açan sağlıksız düşünce kalıplarını (örneğin, "şişmanım", "yemek yemek beni kontrolsüz yapar") ve davranışlarını tanımlamasına ve değiştirmesine odaklanır. Beden algısı çarpıklıklarını düzeltmeyi hedefler.
  • Aile Temelli Terapi (FTT): Özellikle ergenlerde ve gençlerde çok etkili olduğu gösterilmiştir. Aile üyelerini tedavi sürecine aktif olarak dahil eder ve ailenin, hastanın beslenme alışkanlıklarını normalleştirmesine ve kilo alımına destek olmasına yardımcı olur. Aile içi iletişim ve dinamikler üzerinde çalışılır.
  • Destekleyici Psikoterapi: Kişinin benlik saygısını artırmaya, stresle başa çıkma becerilerini geliştirmeye ve hastalığın getirdiği duygusal zorluklarla başa çıkmaya odaklanır.

İlaç Tedavisi:

  • Anoreksiyanın kendisini doğrudan tedavi eden spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ancak, anoreksiyaya sıklıkla eşlik eden depresyon, anksiyete veya obsesif-kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik durumların belirtilerini hafifletmek için antidepresanlar, anksiyolitikler veya antipsikotik ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisi genellikle psikoterapi ile birlikte uygulanır.

Hangi Uzmanlar Tedavi Sürecinde Yer Alır?

Anoreksiya tedavisi, farklı uzmanlık alanlarından gelen profesyonellerin işbirliğini gerektirir:

  • Psikiyatrist: Ruh sağlığı uzmanı olarak yeme bozuklukları konusunda deneyimli bir psikiyatrist, hastalığın psikolojik boyutunu değerlendirir, tanı koyar ve tedavi planını yönetir. Gerekirse ilaç tedavisi de önerebilir.
  • Klinik Psikolog: Bilişsel davranışçı terapi, aile terapisi gibi psikoterapi yöntemlerini uygulayarak kişinin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmesine yardımcı olur.
  • Diyetisyen/Beslenme Uzmanı: Hastanın sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasına, kilo alımını yönetmesine ve beslenme eksikliklerini gidermesine yardımcı olur.
  • İç Hastalıkları Uzmanı veya Aile Hekimi: Hastanın genel fiziksel sağlık durumunu değerlendirir, beslenme eksikliklerinin neden olduğu organ hasarlarını veya diğer tıbbi komplikasyonları (örneğin, kalp veya sindirim sorunları) izler ve yönetir.

Hastaneye Yatış Gerekli Midir?

Anoreksiya tedavisinde hastaneye yatış, her zaman gerekli olmamakla birlikte, bazı durumlarda hayati önem taşıyabilir. Hastaneye yatış gerektiren durumlar genellikle şunlardır:

  • Ciddi Kilo Kaybı: Vücut Kitle İndeksi'nin (VKİ) çok düşük olması ve ayakta tedavinin yeterli gelmemesi.
  • Hayatı Tehdit Eden Fiziksel Komplikasyonlar: Ciddi elektrolit dengesizlikleri, kalp ritim bozuklukları, düşük tansiyon, düşük kalp hızı veya organ yetmezliği gibi durumlar.
  • İntihar Riski: Şiddetli depresyon, kendine zarar verme düşünceleri veya intihar eğilimleri.
  • Tedaviye Direnç: Ayakta tedaviye rağmen kilo alımının sağlanamaması veya durumun kötüleşmesi.

Hastanede yatış, hastanın fiziksel sağlığının stabil hale getirilmesi ve yoğun tıbbi ve psikolojik destek sağlanması için güvenli bir ortam sunar. Stabilizasyon sağlandıktan sonra, tedavi genellikle ayakta veya yarı zamanlı programlarla devam eder.

Anoreksiyanın Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?

Anoreksiya nervoza, yalnızca bir yeme bozukluğu değil; tüm vücudu etkileyen, yaşamı tehdit edebilen ciddi bir tıbbi durumdur. Uzun süreli açlık, yetersiz beslenme ve düşük vücut ağırlığı, birçok organ sisteminde kalıcı hasarlara yol açabilir.

Kalp Ritim Bozuklukları ve Kalp Yetmezliği

  • Vücuttaki elektrolit dengesizlikleri (özellikle potasyum düşüklüğü) aritmilere, hatta ani kalp durmasına yol açabilir.
  • Kalp kası zayıflar, bradikardi (yavaş kalp atımı) ve hipotansiyon (düşük tansiyon) gelişebilir.

    Kemik Erimesi (Osteoporoz)

    • Kadınlarda adet görememe (amenore) sonucu östrojen seviyesi düşer.
    • Bu da kemik yoğunluğunun azalmasına ve erken yaşta kırık riski taşıyan osteoporoz gelişmesine neden olur.

    Hormonal Bozukluklar

    • Tiroid hormonları, stres hormonları (kortizol) ve seks hormonlarında bozulma meydana gelir.
    • Kadınlarda adet döngüsü bozulur veya tamamen durur.
    • Erkeklerde testosteron düşebilir, cinsel istek azalabilir.

    Beyin ve Ruh Sağlığı Etkilenir

    • Odaklanma güçlüğü, unutkanlık, duygu durum dalgalanmaları gelişebilir.
    • Depresyon, anksiyete ve obsesif davranışlar sık görülür.

    Bağışıklık Sisteminde Zayıflama

    • Yeterli beslenemeyen vücut enfeksiyonlara açık hale gelir.
    • Yaralar geç iyileşir, hastalıklara karşı direnç azalır.

    Sindirim Problemleri

    • Kabızlık, mide boşalmasında gecikme (gastroparezi), şişkinlik sık görülür.
    • Karaciğer enzimleri yükselebilir.

    Cilt ve Saç Sorunları

    • Cilt kurur, ince tüylenme (lanugo) görülebilir.
    • Saçlar zayıflar ve dökülür, tırnaklar kolay kırılır.

    Ölüm Riski Var mıdır?

    Evet. Anoreksiya nervoza, psikiyatrik hastalıklar arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan bozukluktur. Ölüm genellikle şu nedenlerle gerçekleşebilir:

    • Kalp durması (aritmi)
    • Elektrolit dengesizliği
    • Organ yetmezliği
    • İntihar

    Araştırmalara göre anoreksiya hastalarının yaklaşık %5–10’u hastalıkla ilişkili nedenlerle hayatını kaybetmektedir.

    Anoreksiyadan Kurtulmak Mümkün mü? 

    Anoreksiya nervozadan kurtulmak mümkündür, ancak bu, yoğun çaba, sabır ve profesyonel destek gerektiren uzun ve zorlu bir süreçtir. Tamamen iyileşen birçok insan varken, bazıları için hastalık kronikleşebilir veya zaman zaman nüks edebilir.

    İyileşme Süreci Nasıldır?

    İyileşme süreci genellikle aşağıdaki aşamaları içerir:

    1. Fiziksel Stabilizasyon: İlk ve en acil adım, kişinin hayati tehlike oluşturan düşük kilosundan ve beslenme eksikliklerinin neden olduğu tıbbi sorunlardan kurtarılmasıdır. Bu, bazen hastanede yatış ve kontrollü yeniden besleme anlamına gelebilir. Amaç, sağlıklı bir vücut ağırlığına güvenli bir şekilde ulaşmak ve temel fiziksel fonksiyonları düzeltmektir.
    2. Psikolojik Değişim: Fiziksel iyileşme başlarken, altta yatan psikolojik sorunların ele alınması çok önemlidir. Bu aşamada, bilişsel davranışçı terapi (BDT), aile temelli terapi (FTT) ve diğer psikoterapi yöntemleri kullanılır. Kişinin çarpık beden algısını, kilo alma korkusunu, kontrol takıntısını ve yeme bozukluğunu besleyen düşünce kalıplarını değiştirmesi hedeflenir.
    3. Sağlıklı Yeme Alışkanlıkları Geliştirme: Diyetisyenler, hastanın yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmasına, düzenli ve dengeli öğünler tüketmesine yardımcı olur. Yiyeceklerle ilgili korkuları ve yasakları yıkmak, esnek ve sezgisel yeme becerilerini geliştirmek bu sürecin önemli bir parçasıdır.
    4. Duygusal ve Sosyal Yeniden Uyum: Hastalık sırasında genellikle sosyal izolasyon yaşandığı için, iyileşme süreci kişinin sosyal becerilerini geliştirmesini, duygularıyla başa çıkmasını ve sağlıklı ilişkiler kurmasını da kapsar.

    Nüks (Tekrarlama) Riski Var mı?

    Evet, anoreksiya nervozada nüks riski vardır. Özellikle yüksek stres dönemleri, önemli yaşam olayları, tetikleyici ortamlar (örneğin, moda veya spor gibi vücut odaklı meslekler) veya tedavi sürecinin erken bırakılması nüks riskini artırabilir. Bu nedenle, iyileşme süreci tamamlandıktan sonra bile kişinin kendi belirtilerini tanıması, zorlandığı zamanlarda yardım aramaktan çekinmemesi ve destekleyici terapilere devam etmesi önemlidir.

    Uzun Vadede Takip Gerekir mi?

    Kesinlikle evet, anoreksiya nervozadan sonra uzun vadeli takip genellikle gereklidir. Hastalık ne kadar erken teşhis edilip tedavi edilirse, tam iyileşme şansı o kadar artar. Ancak, hastalığın kronikleşme veya nüks etme potansiyeli göz önüne alındığında, iyileşmiş kişilerin düzenli aralıklarla bir psikiyatrist, psikolog veya diyetisyenle görüşmeleri önerilebilir. Bu takipler, olası tetikleyicileri erken fark etmeye, başa çıkma stratejilerini güçlendirmeye ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını sürdürmeye yardımcı olur. Bu sürekli destek, bireyin hem fiziksel hem de zihinsel sağlığını koruması için kritik öneme sahiptir.

    Anoreksiya Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

    Anoreksiya kilo takıntısı mıdır?

    Kısmen evet, ancak anoreksiya yalnızca bir “kilo takıntısı” olarak açıklanamaz. Görünürde kişi sürekli olarak kilo almayı engellemeye çalışır; fakat altında kontrol ihtiyacı, özgüven sorunları, psikolojik travmalar ve bozulmuş beden algısı gibi çok daha derin psikolojik sebepler yatar. Yani kilo takıntısı, bu hastalığın yalnızca görünen yüzüdür.

    Anoreksiyalı biri kendini hasta hissetmez mi?

    Genellikle hissetmez veya durumu reddeder. Bu hastalıkta "anosognozi" adı verilen, kişinin kendi hastalığını inkâr etmesi durumu yaygındır. Kişi, ciddi kilo kaybı yaşamasına ve çevresinden uyarı almasına rağmen hâlâ kilo vermesi gerektiğini düşünebilir. Bu da tedaviyi geciktiren önemli bir engeldir.

    Anoreksiya sadece kadınlarda mı görülür?

    Hayır. Anoreksiya nervoza kadınlarda daha yaygın olsa da, erkeklerde de görülebilir. Erkeklerde genellikle daha az tanı konur çünkü toplumsal algılar ve klinik tanı ölçütleri uzun yıllar kadın merkezli olmuştur. Ancak özellikle sporcular, mankenler ve ergen erkeklerde anoreksiya riski yüksektir.

    Ne zaman yardım almak gerekir?

    Aşağıdaki durumlar fark edildiğinde hemen uzman yardımı alınmalıdır:

    • Kişi çok zayıf olduğu hâlde hâlâ kilo vermeye çalışıyorsa
    • Yemek yeme davranışları belirgin şekilde değiştiyse (örneğin öğün atlama, yemeği gizlice reddetme)
    • Kilo alma korkusu günlük hayatı etkiliyorsa
    • Adet düzensizlikleri, halsizlik, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler başladıysa
    • Aile ve sosyal ilişkilerden uzaklaşma gözleniyorsa

    Erken müdahale, anoreksiyanın ilerlemesini ve kalıcı hasarları önlemek açısından hayati öneme sahiptir.

    * Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
    * Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
    tag Icon
    zayıflık
    anoreksiya
    yeme bozukluğu
    Talep & Bilgi Alma
    Tümü
    Chevron Down

    Versiyon Geçmişi
    Güncel Versiyon
    24 Haziran 2025 15:53:30
    Liv Yayın Kurulu
    Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!