Erken Doğum Belirtileri Nelerdir? Erken Doğum Neden Olur?
06 Kasım 2025
İçindekiler
-
Erken Doğum Nedir?
-
Erken Doğum Neden Olur?
-
Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
-
Erken Doğum Riski ve Tanısı
-
Erken Doğumu Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
-
Erken Doğum ve Sonrasındaki Komplikasyonlar
-
Ne Zaman Uzman Doktora Başvurmalı?
-
Erken Doğum Belirtileri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Erken doğumun en önemli belirtileri, gebeliğin 20. haftası ile 37. haftası arasında ortaya çıkan ve dinlenmeyle geçmeyen düzenli rahim kasılmalarıdır (saatte dörtten fazla). Bu kasılmalara ek olarak, alt karında veya belde sürekli, artan adet sancısına benzer ağrı ve kramplar ile pelvik bölgede bebeğin aşağı doğru ittiği şeklinde yoğun bir baskı hissi eşlik edebilir. Diğer kritik belirtiler ise, su kesesinin yırtıldığını gösteren vajinadan sıvı (su) sızıntısı veya akışı ve vajinal yoldan gelen kanama veya sümüksü, kanlı akıntı (nişan) değişiklikleridir. Bu belirtilerden herhangi birini fark ettiğinizde, durumu acil olarak bir uzmana bildirmeniz gerekmektedir.

Erken Doğum Nedir?
Gebelik sürecinde sıkça sorulan “Erken doğum nedir?” sorusunun yanıtı, doğumun gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşmesi ve bebeğin prematüre olarak dünyaya gelmesidir.
Normal bir hamilelik yaklaşık 40 hafta sürer; bu süreden önce doğum olması, bebeğin organlarının ve sistemlerinin tam olarak gelişmemiş olmasına yol açabilir. Erken doğumun en önemli sonucu, prematüre bebek doğumudur. Bu bebeklerde solunum, beslenme, bağışıklık ve vücut ısısını koruma gibi sistemler yeterince olgunlaşmadığı için özel tıbbi bakım gerekebilir.
Erken doğum sebepleri nelerdir sorusu sıklıkla sorulmakla birlikte, tekil neden yerine çeşitli faktörlerin birleşimiyle tetiklenir.
Erken doğum nedenleri arasında rahim ve rahim ağzına ait yapısal bozukluklar, enfeksiyonlar, çoğul gebelikler (ikiz, üçüz vb.), plasenta problemleri, ann
eye ait kronik hastalıklar (örneğin hipertansiyon, diyabet), sigara, alkol veya madde kullanımı, yetersiz beslenme, stres, aşırı fiziksel aktivite ve önceki gebeliklerde erken doğum öyküsü yer alır. Bu faktörler rahim kasılmalarını erken başlatarak doğum sürecinin 37. haftadan önce başlamasına yol açabilir.
Erken doğum yaygın mıdır sorusunun cevabını; evet, tüm doğumların yaklaşık %10'unu oluşturması nedeniyle küresel bir sağlık sorunudur şeklinde verebiliriz.
Prematüre Bebek Tanımı
Prematüre bebek (Erken Doğan Bebek), normal gebelik süresi olan 37. haftayı tamamlamadan dünyaya gelen bebeklere denir. Normal gebelik süresi genellikle 38 ila 42 hafta arasında değişir. Bir bebeğin 37. gebelik haftasından önce doğması "erken doğum" olarak adlandırılır ve bu şekilde doğan bebekler tam gelişimlerini tamamlayamadıkları için özel tıbbi bakıma ihtiyaç duyabilirler.
Erken Doğum Çeşitleri
Erken doğum çeşitleri nelerdir sorusu, bebeklerin doğduğu gebelik haftasına göre (geç preterm, orta preterm, çok erken preterm) yapılan sınıflandırmayı ifade eder.
Erken doğum, bebeğin doğduğu gebelik haftasına göre farklı kategorilere ayrılır. Bu sınıflandırma, bebeğin karşılaşabileceği potansiyel sağlık sorunlarının ciddiyeti ve ihtiyaç duyacağı tıbbi bakım türü hakkında önemli ipuçları sağlar:
| Erken Doğum Çeşidi | Gebelik Haftası | Diğer Adı/Özelliği |
| Geç Preterm (Sınırda Prematüre) | 34 ila 36 hafta 6 gün arasında | Prematüre doğumların çoğu bu grupta yer alır ve genellikle daha az komplikasyon görülür. |
| Orta Preterm | 32 ila 33 hafta 6 gün arasında | İleri derece prematürelere göre riskler daha azdır, ancak tıbbi takip gereklidir. |
| Erken Preterm (İleri Derece Prematüre) | 32 haftadan daha kısa sürede doğanlar | Bu gruptaki bebekler 24 ila 31 hafta arasında doğanları kapsar. Sağlık sorunları ve komplikasyon riski yüksektir. |
| Çok Erken Prematüre | 28. haftadan önce doğanlar | En yüksek risk grubundadırlar ve yaşam desteği ile yoğun tıbbi bakıma ihtiyaç duyarlar. |
Bu sınıflandırma, bebeklerin alacağı bakımı planlamada ve potansiyel riskleri belirlemede sağlık profesyonellerine yardımcı olur.
Erken Doğum Neden Olur?
Erken doğum, genellikle rahmin normal süreden önce kasılmaya başlaması veya rahim ağzının erken açılması sonucunda ortaya çıkar. Bu duruma yol açan etkenler arasında rahim veya rahim ağzı yetersizlikleri, idrar yolu ya da vajinal enfeksiyonlar, çoğul gebelikler (ikiz, üçüz vb.), plasenta problemleri, anneye ait kronik hastalıklar (örneğin diyabet, hipertansiyon), sigara ve alkol kullanımı, beslenme yetersizlikleri, stres, travmalar ve önceki gebeliklerde erken doğum öyküsü bulunur. Bu risk faktörleri rahimde kasılmaları veya iltihabi süreçleri tetikleyerek doğumun 37. haftadan önce başlamasına neden olabilir.
Erken Doğumu Tetikleyen Faktörler ve Risk Faktörleri
Erken doğum için risk faktörleri nelerdir? sorusunun yanıtı; daha önce erken doğum yapmış olmak, çoğul gebelik ve rahim ağzı yetmezliğidir. Öte yandan gebelikte erken doğumu ne tetikler sorusuna cevap olarak, idrar yolu enfeksiyonları, yüksek stres seviyesi ve kısa gebelik aralıkları gösterilebilir. Örneğin; erken gebelikte hipertansiyon, erken doğum riskini artıran önemli bir sağlık sorunudur.
| Risk Faktörü Grubu | Örnekler |
| Önceki Gebelik Öyküsü | Daha önce erken doğum yapmış olmak (en büyük risk faktörü), kısa gebelik aralığı (doğumdan sonra 6 aydan az sürede tekrar hamile kalmak). |
| Mevcut Gebelik Durumu | Çoğul gebelikler (ikiz, üçüz vb.), Polihidramnios (Bebeğin suyunun aşırı fazla olması). |
| Rahim ve Plasenta Sorunları | Rahim ağzı yetmezliği/kısalığı, plasentanın erken ayrılması (Abruptio Plasenta), plasentanın doğum yolunu kapatması. |
| Enfeksiyonlar | İdrar yolu, vajinal ve diş enfeksiyonları, sistemik enfeksiyonlar. |
Anneye Ait Sağlık ve Yaşam Tarzı Faktörleri
- Erken doğumu tetikleyebilecek, anne adayının genel sağlık durumu ve yaşam tarzıyla ilgili faktörler şunlardır:
- Anne Yaşı: Hem çok genç (18 yaş altı) hem de ileri yaş (35 yaş üstü) gebelikler erken doğum riskini artırabilir.
- Kronik Hastalıklar: Gebelik öncesinde var olan veya gebelik sırasında gelişen, kontrolsüz diyabet, yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gibi kronik hastalıklar risk faktörüdür.
- Kansızlık (Anemi): Gebelik sırasında yeterince demir alınmaması ve ciddi anemi varlığı da erken doğumu tetikleyebilir.
- Yaşam Tarzı Alışkanlıkları:
- Sigara kullanımı, alkol ve yasa dışı madde kullanımı erken doğum riskini önemli ölçüde yükseltir.
- Aşırı stres altında olmak.
- Yetersiz beslenme veya çok düşük vücut kitle indeksine (BMI) sahip olmak.
- Fiziksel Travma: Gebelik sırasında karın bölgesine alınan ciddi darbeler veya majör cerrahi girişimler erken doğumu başlatabilir.
Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
Erken doğum belirtileri, doğumun normal süresinden önce başladığını gösteren uyarı işaretleridir ve erken fark edilmesi hem anne hem bebek sağlığı açısından çok önemlidir. Erken doğum belirtileri nelerdir? sorusunun yanıtı; düzenli kasılmalar, bel ağrısı, kasıkta baskı hissi, vajinal akıntı artışı ve su gelmesidir:
- Düzenli ve sık rahim kasılmaları (genellikle saatte 4 veya daha fazla),
- Belin alt kısmında sürekli ya da aralıklı ağrı,
- Kasık veya karın bölgesinde baskı hissi,
- Adet sancısına benzer kramplar,
- Vajinadan sıvı gelmesi (su gelmesi veya artmış akıntı),
- Kanlı ya da kahverengi akıntı,
- Bağırsak hareketlerinde artış veya ishal,
- Bebeğin hareketlerinde azalma sayılabilir.
Erken Doğum Belirtileri Ne Zaman Başlar?
Erken doğum belirtileri ne zaman başlar sorusu, gebeliğin 20. haftası ile 37. haftası arasındaki dönemi kapsar.
- Başlangıç Zamanı: Belirtiler teorik olarak 20. haftadan itibaren başlayabilir, ancak çoğu erken doğum vakası gebeliğin 34 ila 37. haftaları arasında (Geç Preterm Dönem) gerçekleşir.
- Erken Uyarı İşaretleri: Gebeliğin 20. haftasından sonra, rahimde başlayan düzenli ve artan şiddetteki kasılmalar erken doğumun en önemli habercisidir.
- Belirtilerin Çeşitliliği: Erken doğum belirtileri bazen doğumdan sadece saatler önce başlayabilirken, bazen de "nişan" (kanlı-sulu akıntı) gibi işaretler günler öncesinden görülebilir.
Erken doğum hangi aylarda riskli sorusuna cevap olarak gebeliğin 5. ayı (20. hafta) ile 9. ayı (37. hafta) arasındaki tüm dönem risk altındadır diyebiliriz.
Erken doğum fiziksel belirtileri, zamanında doğum belirtilerine benzerdir, ancak beklenenden erken ortaya çıkarlar:
- Düzenli Rahim Kasılmaları: 20 dakikalık bir sürede dört veya daha fazla ya da bir saat içinde sekiz veya daha fazla kasılmanın hissedilmesi. Bu kasılmalar, pozisyon değiştirmekle veya dinlenmekle geçmez.
- Sırt ve Bel Ağrısı: Özellikle alt bel bölgesinde, pozisyon değiştirmeye rağmen geçmeyen ve giderek artan ağrılar.
- Pelvik ve Alt Karın Baskısı: Bebeğin aşağıya doğru ittiği hissine yol açan, pelvis veya vajina bölgesinde artan baskı.
- Vajinal Akıntı Değişiklikleri: Akıntının su gibi berraklaşması (suyun gelmesi), kanlı veya sümüksü (nişan gelmesi) hale gelmesi.
- Adet Sancısına Benzer Ağrı: Alt karın bölgesinde adet sancısına veya şiddetli gaz sancısına benzer kramp ve ağrıların düzenli hale gelmesi.
Erken Doğum Belirtilerinde Bebek Hareketleri Önemli mi?
Evet, bebek hareketlerindeki herhangi bir değişiklik önemli bir işarettir ve daima ciddiye alınmalıdır.
Bebek hareketlerinin değişmesi, erken doğum tehdidinin doğrudan belirtisi olmaktan ziyade, bebeğin genel iyilik halini gösteren kritik bir parametredir.
- Harekette Azalma: Bebeğin normalde olduğundan daha az hareket etmesi veya hareketlerin tamamen durması (özellikle gün içinde belirli bir sayıda hareket sayma testinde düşüş), fetüsün sıkıntıda olduğunun (fetal distres) bir işareti olabilir.
- Hızlı Müdahale Gereksinimi: Erken doğum başladığında rahimdeki kasılmalar bebeğin plasenta yoluyla oksijen ve besin alımını etkileyebilir. Bu nedenle, erken doğum belirtilerine eşlik eden bebek hareketlerindeki azalma, durumu daha da acil hale getirir ve derhal tıbbi değerlendirme gerektirir.
- Hareket Takibi: Anne adaylarının, gebeliğin belirli bir aşamasından sonra bebek hareketlerini düzenli olarak takip etmeleri, erken doğum olsun veya olmasın, bebeğin iyilik halinin izlenmesi açısından hayati bir önlemdir.

Erken Doğum Riski ve Tanısı
Erken doğum riski, bazı gebelerde normalden daha yüksek olabilir ve bu durum hem annenin hem de bebeğin sağlığını etkileyebilir. Erken doğum riski taşıyan faktörler arasında daha önce erken doğum yapmış olmak, çoğul gebelik (ikiz, üçüz vb.), rahim veya rahim ağzına ait yapısal sorunlar, enfeksiyonlar, plasenta anomalileri, kronik hastalıklar (örneğin hipertansiyon, diyabet), sigara veya alkol kullanımı, stres, düşük vücut ağırlığı ve yetersiz beslenme yer alır.
Erken doğum riskini azaltan besinler nelerdir sorusuna genel olarak dengeli beslenme, yeterli omega-3 ve demir alımı önemlidir şeklinde cevap verilir.
Erken doğum tanısı, gebeliğin 37. haftasından önce rahim kasılmalarıyla birlikte rahim ağzında açılma ve incelmenin tespit edilmesiyle konur. Tanı için pelvik muayene, ultrason ile rahim ağzı uzunluğunun ölçülmesi ve fetal fibronektin testi gibi yöntemler kullanılır. Bu testler, doğumun kısa süre içinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini değerlendirmede yardımcı olur. Risk saptandığında, doğumun geciktirilmesi ve bebeğin akciğer gelişiminin desteklenmesi için gerekli tıbbi tedaviler uygulanabilir.
Erken Doğum Riski Nasıl Değerlendirilir ve Testler Nelerdir?
Erken doğum riski, klinik değerlendirme ve bazı özel laboratuvar testleri ile belirlenir. Erken doğum testi, rahim ağzı uzunluğunun ultrasonla ölçülmesi ve fetal fibronektin testinin yapılmasıyla riski değerlendirmeye yardımcı olur.
- Servikal Uzunluk Ölçümü (Transvajinal Ultrason): Rahim ağzının (serviks) uzunluğunun vajinal yoldan yapılan ultrasonografi ile ölçülmesidir.Gebeliğin ortalarında (genellikle 2. trimester) rahim ağzının kısalması, gelecekteki erken doğum riskinin en güçlü belirleyicisidir. Belirli bir uzunluğun altında olan serviks, yüksek risk anlamına gelir.
- Fetal Fibronektin Testi (fFN): Serviks ve vajina salgılarında bulunan özel bir protein olan Fetal Fibronektin'in varlığını saptayan bir testtir. Normalde bu protein gebeliğin 22 ila 34. haftaları arasında vajinal akıntıda bulunmamalıdır.
- Negatif Sonuç: Testin negatif çıkması (fFN yok), genellikle önümüzdeki iki hafta içinde erken doğum olasılığının çok düşük olduğunu gösterir, bu da hastanın gereksiz yere hastanede tutulmasını önleyebilir.
- Pozitif Sonuç: Testin pozitif çıkması (fFN var), erken doğum riskinin arttığını gösterir, ancak tek başına doğumun kesinlikle olacağı anlamına gelmez.
- Kontraksiyon Takibi ve Pelvik Muayene: Anne adayının hissettiği kasılmaların sıklığının ve gücünün takibi ve rahim ağzındaki açıklık (dilatasyon) ile incelmedeki (efasman) değişikliklerin pelvik muayene ile değerlendirilmesidir.
Pelvik Muayene Erken Doğum Riskini Artırır mı?
Pelvik muayene erken doğum riskini artırır mı sorusuna, enfeksiyon veya zarların yırtılması durumu hariç, tanı amaçlı nazikçe yapıldığında riski artırmadığı cevabı verilir.
- Tanıdaki Rolü: Erken doğum tehdidi belirtileri olan bir hastada, rahim ağzındaki değişiklikleri (açıklık ve incelme) değerlendirmek ve bir enfeksiyon varlığını kontrol etmek için pelvik muayene hayati önem taşır. Bu, doğru ve zamanında tedavi kararı için gereklidir.
- Risk ve Hassasiyet: Muayenenin kendisi, özellikle rahim ağzında hassasiyet veya açıklık varsa, çok dikkatli ve nazikçe yapılmalıdır.
- Ultrasonun Önceliği: Günümüzde, rahim ağzı uzunluğunun objektif değerlendirmesi için pelvik muayene yerine genellikle transvajinal ultrason tercih edilmektedir. Bu, rahim ağzına dokunmadan, dışarıdan basınç uygulamadan daha kesin bir bilgi sağlar.
- Su Kesesi Açıkken: Eğer anne adayının su kesesi yırtılmış (suyu gelmiş) ise, enfeksiyon riskini azaltmak için mümkün olduğunca az pelvik muayene yapılması önerilir.
Tüm Erken Doğumlar Önceden Anlaşılabilir mi?
Maalesef hayır. Tüm erken doğumlar önceden teşhis edilemez veya öngörülemez.
- Öngörülebilirlik Oranı: Erken doğumların büyük bir kısmı (yaklaşık yarısı) bilinen hiçbir risk faktörüne sahip olmayan kadınlarda aniden başlar ve bu vakaları önceden tahmin etmek zordur.
- Yüksek Risk Grupları: Önceki erken doğum öyküsü veya kısa serviks uzunluğu gibi yüksek risk faktörlerine sahip olan kadınlar erken tanılanabilir ve önleyici tedavi (progesteron veya servikal serklaj) alarak risk azaltılabilir.
- Ani Gelişim: Özellikle zarların erken yırtılması (suyun gelmesi) veya plasentanın aniden ayrılması gibi durumlarda, erken doğum tehdidi hızla gelişebilir ve önceden herhangi bir belirti vermeyebilir.
Erken doğumda risk grubu hastalar, önceki gebeliğinde erken doğum yaşamış, çoğul gebelik taşıyan veya rahim ağzı yetmezliği bulunan kadınlardır.
Erken Doğumu Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Erken doğumu önlemek için neler yapılabilir sorusu; progesteron tedavisi, servikal serklaj veya riskli durumlarda yaşam tarzı değişikliklerini içerir.
- Anne adaylarının dengeli ve yeterli beslenmesi, sigara, alkol ve madde kullanımından kaçınması, yeterli dinlenmesi ve stres yönetimine dikkat etmesi erken doğum riskini azaltabilir.
- Tıbbi açıdan, doktorun önerisiyle rahim ağzı yetmezliği olan hastalarda serklaj (rahim ağzı dikişi) uygulanabilir.
- Enfeksiyonların erken tedavisi, rahim kasılmalarını önleyici ilaçların kullanımı ve gerekli durumlarda hastanede istirahat erken doğumun önlenmesinde etkili olabilir.
- Yüksek riskli gebeliklerde ise düzenli takip, ultrason kontrolleri ve erken müdahale planlamasıyla doğumun mümkün olduğunca 37. haftaya kadar geciktirilmesi hedeflenir.
Erken doğum nasıl önlenebilir sorusunun anahtarı, risk altındaki gebelerin erken teşhisi ve uygun koruyucu tedavinin zamanında başlatılmasıdır. Dengeli beslenmenin anne adayları için önemli olduğu unutulmamalıdır. Gebelik döneminde tüketilmesi gereken besinler, hem annenin sağlığı hem de bebeğin gelişimi açısından büyük önem taşır. Bu dönemde özellikle protein, demir, kalsiyum, folik asit, omega-3 yağ asitleri, lif ve vitamin açısından zengin besinler tercih edilmelidir. Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta ve baklagiller kaliteli protein kaynak
Kısa Dönem Komplikasyonlar (Yenidoğan Yoğun Bakım Dönemi)
Bu sorunlar genellikle doğumdan hemen sonra ortaya çıkar ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (YYBÜ) tedavi gerektirir. Erken doğum tehdidi tedavisi genellikle hastanede yatak istirahati, kasılma önleyici ilaçlar ve bebeğin akciğerini olgunlaştırıcı steroid iğnelerini kapsar.
Solunum ve Akciğer Sorunları
- Solunum Sıkıntısı Sendromu (RDS): Akciğerlerin olgunlaşmaması ve yüzey gerilimini düşüren sürfaktan maddesinin yetersizliği nedeniyle ciddi solunum güçlüğü görülür.
- Apne: Bebeğin nefesinin geçici olarak durması.
- Bronkopulmoner Displazi (BPD): Özellikle uzun süreli solunum cihazı (ventilatör) desteği alan bebeklerde akciğer dokusunun hasar görmesi sonucu gelişen kronik akciğer hastalığı.
Kalp ve Dolaşım Sorunları
- Patent Duktus Arteriosus (PDA): Doğumdan sonra kapanması gereken, akciğer arterini ana atardamara (aort) bağlayan bir damarın (duktus arteriosus) açık kalması. Bu durum kalbin yorulmasına ve akciğerlere aşırı kan akışına neden olabilir.
- Kan Basıncı Sorunları: Düşük kan basıncı ve dolaşım yetmezliği.
Beyin ve Sinir Sistemi Sorunları
- İntraventriküler Kanama (İVK): Bebeğin beynindeki odacıklarda (ventriküller) kanama meydana gelmesi. Bu kanamaların derecesi, uzun dönemde kalıcı beyin hasarı (serebral palsi) riskini belirler.
- Periventriküler Lökomalazi (PVL): Beyindeki beyaz maddeye giden kan akışının yetersizliği sonucu oluşan hasar.
Sindirim Sistemi Sorunları
- Nekrotizan Enterokolit (NEK): Prematüre bebeklerin bağırsak dokusunda iltihaplanma ve hücre ölümü ile karakterize, hayatı tehdit eden ciddi bir bağırsak hastalığıdır.
Kan ve Metabolizma Sorunları
- Anemi (Kansızlık): Yeterli kırmızı kan hücresi üretilememesi.
- Yenidoğan Sarılığı (Hiperbilirubinemi): Karaciğerin tam gelişmemesi nedeniyle bilirubini yeterince işleyememesi ve sarılığın uzaması/ciddi seyretmesi.
- Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi): Vücut ısısını ve kan şekerini düzenlemede zorluk yaşanması.
Uzun Dönem Komplikasyonlar (Çocukluk ve Sonrası)
Bu sorunlar bazen bebek taburcu olduktan sonraki yıllarda ortaya çıkabilir veya fark edilebilir.
- Serebral Palsi (SP): Hareket, kas tonusu veya duruşla ilgili kalıcı sorunlara yol açan nörolojik bir bozukluk. Erken doğum, en büyük risk faktörlerinden biridir.
- Öğrenme Güçlükleri ve Gelişimsel Gecikmeler: Okul çağında bilişsel (düşünme, problem çözme) ve motor gelişimde (yürüme, koordinasyon) akranlarının gerisinde kalma riski.
- Görme Sorunları:
- Prematüre Retinopatisi (ROP): Gözün arkasındaki damarların anormal şekilde büyümesi. Şiddetli ROP, körlüğe neden olabilir.
- İşitme Kaybı: Bir dereceye kadar işitme kaybı riski zamanında doğan bebeklere göre daha yüksektir.
- Kronik Sağlık Sorunları: Astım ve diğer solunum yolu enfeksiyonları (özellikle RSV virüsü) gibi kronik akciğer sorunlarına yatkınlık.
- Diş Sorunları: Dişlerin geç çıkması, dişlerde renk değişikliği veya yanlış dizilim riskleri.
Ne Zaman Uzman Doktora Başvurmalı?
Erken doğum riskinin yönetimi ve olası komplikasyonların önlenmesi için doğru zamanda uzman bir doktora başvurmak hayati önem taşır. Erken doğum için ne zaman uzman doktora başvurulmalı sorusunun cevabı, daha önceki erken doğum öyküsü varsa gebeliğin başında, belirtiler varsa ise derhal olmalıdır.
İşte hem gebelik sırasında risk yönetimi hem de erken doğum belirtileri ortaya çıktığında uzman doktora (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı) başvurmanız gereken durumlar:
Gebelikte Rutin Kontroller Sırasında Uzman Başvurusu
Bu durumlar, henüz acil bir belirti olmasa bile, erken doğum riskini değerlendirmek ve önleyici tedaviye başlamak için önemlidir:
- Önceki Erken Doğum Öyküsü: Daha önceki bir gebelikte 37. haftadan önce doğum yaptıysanız, mevcut gebeliğinizin başından itibaren (genellikle ilk trimester sonu veya ikinci trimester başı) bu konuda uzmanlaşmış bir perinatoloji (yüksek riskli gebelik uzmanı) uzmanına yönlendirilmeniz gerekir. Riskli gebelik izlemi, erken doğum olasılığı bulunan anne adaylarının düzenli kontrollerle yakından takip edilmesini ve gerekli önlemlerin zamanında alınmasını amaçlayan bir süreçtir.
- Çoğul Gebelik: İkiz, üçüz veya daha fazla sayıda bebek bekliyorsanız, erken doğum riskiniz yüksektir ve düzenli perinatoloji takibi gereklidir.
- Rahim Ağzı Kısalığı Tespiti: Rutin ultrason kontrollerinde (özellikle 18-24. haftalar arası) rahim ağzı uzunluğunun riskli seviyede olduğu tespit edilirse, derhal uzman değerlendirmesi yapılmalıdır.
- Annedeki Kronik Hastalıklar: Gebelik öncesinde kontrolsüz diyabet, ciddi hipertansiyon veya böbrek hastalığı gibi yüksek riskli kronik hastalıklarınız varsa.
Acil Başvuru Gerektiren Erken Doğum Belirtileri
Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini gebeliğin 20. haftası ile 37. haftası arasında yaşarsanız, hemen ve gecikmeksizin doktorunuza, hastanenizin doğumhane veya acil servisine başvurmanız gerekir:
- Düzenli ve Artan Kasılmalar: Bir saat içinde 4-6 defadan fazla veya 20 dakikada 4'ten fazla kasılma hissediyorsanız. Bu kasılmalar dinlenmeyle veya pozisyon değiştirmeyle geçmiyorsa.
- Suyun Gelmesi: Vajinadan aniden su sızıntısı veya fışkırması şeklinde, şeffaf veya hafif sarı-yeşil renkli sıvı geliyorsa. Bu durum su kesesinin yırtıldığı anlamına gelebilir.
- Vajinal Kanama: Adet kanaması benzeri parlak kırmızı veya koyu renkli, şiddetli kanama meydana geliyorsa.
- Şiddetli Pelvik Baskı veya Ağrı: Alt karında, kasıklarda veya belde artan, geçmeyen ve yoğun adet sancısına benzeyen ağrı veya bebeğin aşağı doğru ittiği şeklinde kuvvetli bir baskı hissi varsa.
- Bebek Hareketlerinde Azalma: Bebeğinizin hareketlerinde belirgin bir azalma veya durma hissediyorsanız (bu durum erken doğumla ilişkili olsun ya da olmasın, acil değerlendirme gerektirir).

Erken Doğum Belirtileri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
En Erken Doğum Kaçıncı Haftada Olur?
Tıbben yaşayabilir kabul edilen en erken doğum haftası 22–23. haftadır, ancak bu haftalarda doğan bebeklerin yaşama şansı oldukça düşüktür ve yoğun tıbbi bakım gerektirir. En erken kaç haftalık doğan bebek yaşar sorusunun cevabı, tıbbi imkanların gelişimiyle 23 ila 24 haftalık bebeklerin yaşama şansı giderek artmaktadır.
Erken Doğum Ne Kadar Ertelenebilir?
Erken doğum riski tespit edildiğinde, uygun tedaviyle doğum birkaç gün ile birkaç hafta arasında ertelenebilir. Uygulanan tedaviler (rahim kasılmalarını durduran ilaçlar, serklaj işlemi, istirahat, enfeksiyon tedavisi vb.) sayesinde bebeğin akciğer gelişimi için zaman kazandırmak hedeflenir.
Erken Doğum Riski Olanlar Nasıl Yatmalı?
Erken doğum riski taşıyan gebelere genellikle yan yatış pozisyonu, özellikle de sol yan yatış önerilir. Bu pozisyon, rahme ve plasentaya giden kan akımını artırarak bebeğin oksijenlenmesini destekler. Uzun süre oturur veya dik pozisyonda kalmaktan kaçınılmalı, doktor önerisine göre istirahat süresi ayarlanmalıdır.
Doğum Sancıları Tam Olarak Nerede Olur?
Doğum sancıları genellikle karın alt bölgesinde, belde ve bazen kasıklarda hissedilir. Başlangıçta adet sancısına benzer bir baskı veya kramp şeklinde olurken, ilerleyen süreçte düzenli aralıklarla gelen ve şiddeti artan kasılmalar halini alır.
Gebelikte Erken Doğum Hangi Haftada Olur?
Erken doğum, gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşen doğumdur. Bu süreçte doğan bebekler prematüre olarak kabul edilir. Erken doğumun ciddiyeti, bebeğin kaçıncı haftada doğduğuna göre değişir; 34–37. haftalar arasında doğan bebeklerde risk daha düşüktür.
Prematüre Doğan Bebeklerin Yaşama Şansı Var Mıdır?
Evet, prematüre bebeklerin yaşama şansı günümüzde oldukça yüksektir. Gelişmiş yenidoğan yoğun bakım üniteleri sayesinde, 28. haftadan sonra doğan bebeklerin büyük kısmı yaşamını sürdürebilmektedir. Ancak çok erken haftalarda (örneğin 24–26. haftalarda) doğan bebeklerde hayatta kalma oranı daha düşüktür ve uzun süreli sağlık sorunları görülebilir. Anne sütü, bebekler için hayati öneme sahiptir çünkü bu süt, bebeğin gelişmemiş bağışıklık sistemi ve sindirim yapısına özel olarak uyum sağlar. Her geçen hafta, bebeğin yaşama ve sağlıklı gelişme şansını artırır.
* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
Talep & Bilgi Alma
Tümü
Versiyon Geçmişi
Güncel Versiyon
Sayfanın linki başarıyla kopyalandı!