Obezite Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Obezite, vücut kitle indeksinin 30 ve üzeri olduğu, vücutta aşırı yağ birikimiyle ortaya çıkan ve sağlık açısından risk oluşturan bir durumdur.

Son Güncelleme Tarihi 8.12.2025 13:05:15

Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesiyle karakterize edilen kronik bir hastalıktır ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine göre vücut kitle indeksinin (VKİ) 30 ve üzerinde olması bu tanının konulması için temel ölçüttür. VKİ'nin 30'u aşması, bireyin sadece fazla kilolu değil, aynı zamanda Tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalıkları gibi ciddi metabolik risklerle karşı karşıya olduğunu gösterir. Ancak bu değer vücuttaki yağ dağılımını ayırt edemediğinden, sağlıklı bir değerlendirme için özellikle bel çevresi ölçümü gibi yöntemlerle desteklenmesi kritik önem taşır.

obezite

Obezite Nedir?

Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı yağ birikmesiyle karakterize edilen kronik bir hastalıktır ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine göre vücut kitle indeksinin (VKİ) 30 ve üzerinde olması bu tanının konulması için temel eşiktir.

VKİ’nin 30’u aşması, bireyin sadece fazla kilolu değil, aynı zamanda tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları gibi ciddi metabolik risklerle karşı karşıya olduğunu gösterir. Ancak bu değer vücuttaki kas ve yağ dağılımını tek başına ayırt edemediğinden, sağlıklı bir değerlendirme için VKİ'ye ek olarak bel çevresi ölçümü ve vücut yağ analizi gibi yöntemlerin birlikte kullanılması önemlidir.

Obezite Belirtileri Nelerdir?

Obezite, sadece fiziksel bir görünüm değil, vücudun hemen her sistemini etkileyen kronik bir durumdur. Belirtiler bazen doğrudan fiziksel, bazen de bu duruma bağlı olarak gelişen ikincil sağlık sorunları şeklinde kendini gösterir.

Obezitenin başlıca belirtilerini şu maddelerle özetleyebiliriz:

  • Fiziksel Değişimler: En bariz belirti, vücut kitle indeksinin 30’un üzerine çıkması ve özellikle göbek çevresinde (abdominal bölge) aşırı yağ birikmesidir.
  • Çabuk Yorulma ve Nefes Darlığı: Günlük basit aktivitelerde (merdiven çıkma, kısa yürüyüşler) bile efor kapasitesinin düşmesi ve nefes nefese kalma durumu görülür.
  • Aşırı Terleme: Vücut kütlesindeki artış ve yağ tabakasının yalıtım etkisi nedeniyle vücut ısısı daha zor dengelenir, bu da normalden fazla terlemeye yol açar.
  • Eklem ve Sırt Ağrıları: Vücudun taşıdığı fazla yük; dizlerde, kalçada ve belde kronik ağrılara, zamanla da kireçlenmeye neden olur.
  • Uyku Sorunları ve Horlama: Boyun bölgesindeki yağlanma hava yollarını daraltarak horlamaya ve uykuda solunumun durması anlamına gelen uyku apnesine yol açabilir.
  • Cilt Sorunları: Vücut kıvrımlarının artmasıyla oluşan sürtünme sonucu pişikler, enfeksiyonlar ve boyun/koltuk altı bölgesinde insülin direncinin habercisi olan cilt kararmaları (akantozis nigrikans) görülebilir.
  • Psikolojik Etkiler: Sosyal izolasyon, özgüven kaybı, depresyon ve yeme bozuklukları obeziteye sıklıkla eşlik eden belirtiler arasındadır.

Çocuklarda Obezite Belirtileri

Çocuklarda obezite, sadece kilo artışı değil, aynı zamanda büyüme ve gelişmenin seyrini değiştiren bir durumdur.

  • Yaş ve Boy Orantısızlığı: Çocuğun kilosunun, yaşıtlarının büyüme eğrilerinin (persentil) %95 ve üzerinde olması.
  • Fiziksel Belirtiler: Karın, kalça ve göğüs bölgesinde belirgin yağlanma; boyun ve koltuk altı çevresinde kadifemsi koyu renkli lekeler (insülin direnci belirtisi).
  • Erken veya Gecikmiş Ergenlik: Hormonal dengesizlik nedeniyle özellikle kız çocuklarında erken ergenlik, erkek çocuklarında ise hormonal bozukluklara bağlı gelişimsel değişimler.
  • Çabuk Yorulma: Oyun oynarken veya beden eğitimi derslerinde yaşıtlarından daha hızlı nefes nefese kalma ve fiziksel aktiviteden kaçınma eğilimi.
  • Uyku Sorunları: Geceleri horlama, huzursuz uyku veya gün içinde aşırı uykulu olma hali.
  • Psikososyal Etkiler: Düşük özgüven, arkadaş çevresinden uzaklaşma veya okulda akran zorbalığına maruz kalma sonucu içe kapanıklık.

Yetişkinlerde Obezite Belirtileri

Yetişkinlerde obezite, vücudun taşıma kapasitesinin zorlanmasıyla birlikte sistemik şikayetlere dönüşür.

  • Vücut Kitle İndeksi (VKİ): VKİ değerinin 30 ve üzerinde olması en temel tanı ölçütüdür.
  • Mekanik Ağrılar: Fazla yük binmesi sonucu diz, kalça ve özellikle bel bölgesinde kronikleşen ağrılar.
  • Solunum Güçlüğü: Dinlenme halindeyken bile hissedilebilen nefes darlığı ve gece uykuyu bölen uyku apnesi.
  • Aşırı Terleme ve Cilt Tahrişi: Vücut ısısını dengeleme güçlüğü nedeniyle aşırı terleme ve deri kıvrımları arasında oluşan pişik veya mantar enfeksiyonları.
  • Kronik Yorgunluk: Günlük işleri yaparken enerjinin hızla tükenmesi ve sürekli bitkinlik hissi.
  • Görsel Belirtiler: Bel çevresinin genişlemesi (erkeklerde >102 cm, kadınlarda >88 cm) ve vücut hatlarının deformasyonu.

Obezite Nedenleri

Obezite, temel olarak alınan kalori miktarının harcanan enerjiden fazla olması sonucunda vücutta aşırı yağ depolanmasıdır; ancak bu durum yalnızca aşırı beslenme ve hareketsiz yaşam tarzıyla sınırlı değildir. Genetik yatkınlık, insülin direnci ve tiroid bozuklukları gibi hormonal hastalıklar, bazı ilaçların yan etkileri ve yetersiz uyku gibi biyolojik faktörler de süreci tetikleyebilir. Ayrıca stres ve kaygı kaynaklı duygusal yeme alışkanlıkları ile işlenmiş gıdalara erişimin kolay olması gibi sosyo-ekonomik etkenler, obezitenin karmaşık ve çok yönlü bir sağlık sorunu haline gelmesine neden olur.

Genetik Faktörler

  • Ailede obezite öyküsü bulunan kişilerde risk daha yüksektir.
  • Metabolizma hızı ve yağ depolama eğilimi genetik olarak belirlenebilir.
  • Bazı genler iştah kontrolü ve enerji harcamasını etkileyerek kilo alımını kolaylaştırabilir.
  • Tek yumurta ikizlerinde obezite oranının benzer olması genetik etkinin gücünü gösterir.

Hormonal Etkiler

  • Tiroid hormonlarının yetersizliği (hipotiroidi) metabolizmayı yavaşlatabilir.
  • İnsülin direnci yağ depolanmasını artırarak kilo alımına neden olur.
  • Leptin ve ghrelin hormonlarındaki dengesizlikler iştah kontrolünü bozar.
  • Polikistik over sendromu (PCOS) gibi hormonal hastalıklar özellikle kadınlarda obeziteye yatkınlık yaratır.

Yaşam Tarzı ve Beslenme Alışkanlıkları

  • Aşırı kalorili, fast food ve şekerli gıdaların sık tüketimi
  • Düzensiz öğünler ve gece yemek yeme alışkanlığı
  • Fiziksel aktivite eksikliği ve uzun süreli oturarak çalışma
  • Uyku düzensizliği, yetersiz su tüketimi
  • Televizyon, bilgisayar ve telefon karşısında geçirilen sürenin artması

Psikolojik Faktörler

  • Stres, kaygı ve depresyon durumlarında aşırı yeme eğilimi (emosyonel yeme)
  • Duygusal boşlukları yemekle doldurma alışkanlığı
  • Düşük benlik saygısı ve sosyal izolasyon
  • Uyku bozuklukları ve stres hormonlarındaki artışın metabolizmayı yavaşlatması

obezite nedir

Obezite Teşhisi

Obezite teşhisi, kişinin vücut yağ oranını ve sağlık risklerini değerlendirmeye yönelik çeşitli ölçüm ve analizlerle konur. En yaygın yöntemler arasında Vücut Kitle İndeksi (VKİ), bel çevresi ölçümü ve laboratuvar testleriyle desteklenen diğer tanısal incelemeler yer alır. Bu ölçümler, obezitenin derecesini belirleyerek uygun tedavi planının oluşturulmasını sağlar.

Vücut Kitle İndeksi (VKİ) Hesaplama

VKİ, kilo (kg) değerinin boyun (metre) karesine bölünmesiyle hesaplanır: VKİ = Kilo (kg) / [Boy (m)]²

  1. VKİ 18.5–24.9: Normal kilolu
  2. VKİ 25–29.9: Fazla kilolu
  3. VKİ 30–34.9: Obezite (1. derece)
  4. VKİ 35–39.9: Obezite (2. derece)
  5. VKİ ≥ 40: Morbid obezite (3. derece)

VKİ, pratik bir ölçüm aracıdır ancak kas kütlesi yüksek bireylerde vücut yağ oranını tam olarak yansıtmayabilir.

Bel Çevresi Ölçümü

  • Bel çevresi, özellikle karın bölgesinde biriken yağ miktarını değerlendirmek için kullanılır.
  • Ölçüm, kaburgaların alt kısmı ile kalça kemiği arasındaki orta noktadan yapılır.
  • Erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm üzeri değerler artmış sağlık riski anlamına gelir.
  • Yüksek bel çevresi, kalp-damar hastalıkları, diyabet ve metabolik sendrom riskini artırır.

Diğer Tanı Yöntemleri

  • Vücut yağ oranı analizi: Biyoempedans (BIA) veya DEXA taramalarıyla yağ, kas ve su oranı ölçülür.
  • Kan testleri: Kan şekeri, kolesterol, trigliserit ve karaciğer fonksiyonları değerlendirilir.
  • Tiroid ve hormon testleri: Obeziteye neden olabilecek hormonal dengesizlikler araştırılır.
  • Kan basıncı ölçümü: Hipertansiyonun eşlik edip etmediği kontrol edilir.
  • Tıbbi öykü ve fizik muayene: Beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı ve genetik faktörler göz önüne alınır.

Obezite Tedavi Seçenekleri

Obezite tedavisi, yalnızca kilo vermeyi değil, aynı zamanda sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazanılmasını da hedefler. Tedavi planı; kişinin obezite derecesine, yaşına, sağlık durumuna ve yaşam tarzına göre kişiye özel olarak düzenlenir. Temel tedavi yöntemleri arasında diyet ve egzersiz programları, davranış değişikliği, ilaç tedavisi ve cerrahi yöntemler bulunur.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Her obezite tedavisinin temel taşıdır. İlaç veya cerrahi müdahale yapılsa dahi bu alışkanlıklar kazanılmadığı sürece başarı kalıcı olamaz.

  • Tıbbi Beslenme Tedavisi: Diyetisyen kontrolünde, bireyin metabolizma hızına uygun, sürdürülebilir bir beslenme planı oluşturulur.
  • Fiziksel Aktivite: Haftalık en az 150 dakika orta şiddetli egzersiz (yürüyüş, yüzme vb.) hedeflenir.
  • Davranış değişikliği: Duygusal yeme ataklarıyla başa çıkmak için psikolojik destek ve farkındalık eğitimleri alınır.

İlaç Tedavisi

VKİ değeri 30 ve üzeri olan veya VKİ değeri 27 olup ek hastalığı (tansiyon, diyabet vb.) bulunan bireylerde, yaşam tarzı değişikliğine ek olarak doktor kontrolünde uygulanır.

  • Etki Mekanizması: İlaçlar genellikle iştahı baskılamak, doygunluk hissini artırmak veya gıdalardaki yağın emilimini engellemek üzerine çalışır.
  • Uyarı: Bu ilaçlar asla "zayıflama çayı" gibi kontrolsüz ürünlerle karıştırılmamalı, mutlaka uzman hekim reçetesiyle kullanılmalıdır.

Obezite Cerrahisi (Bariatrik Cerrahi)

Yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi ile sonuç alınamayan, VKİ değeri 40'ın üzerinde (veya 35 olup ciddi ek hastalığı olan) bireylerde kalıcı çözüm sunan cerrahi yöntemlerdir.

Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Dünyada en sık uygulanan obezite cerrahisi yöntemi tüp mide ameliyatı olarak kayıtlıdır.

  1. Midenin yaklaşık %80'i cerrahi olarak çıkarılarak mide uzun bir tüp veya muz şekline getirilir.
  2. Mide hacmi küçüldüğü için kişi az gıdayla doyar. Ayrıca midenin çıkarılan kısmından salgılanan "açlık hormonu" (ghrelin) azaldığı için iştah belirgin şekilde düşer.

Mide Bypass Ameliyatı (Roux-en-Y Gastrik Bypass)

Hem kısıtlayıcı hem de emilim bozucu bir yöntemdir.

  1. Midenin üst kısmında küçük bir poş oluşturulur ve bu parça doğrudan ince bağırsağın orta kısmına bağlanır.
  2. Hem mide küçüldüğü için az yemek yenir hem de gıdalar ince bağırsağın bir kısmını atladığı için kalorilerin emilimi azalır. Özellikle kontrol altına alınamayan Tip 2 diyabet hastalarında çok etkilidir.

Obezite tedavisinde cerrahi olmayan mide botoksu ve mide balonu ile yutulabilir mide balonu da tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır.

obezite ameilyatı

Obeziteden Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Obezite tedavisi zorlu bir süreç olduğu için en etkili yöntem, bu duruma yakalanmadan önce yaşam tarzını kalıcı olarak değiştirmektir. Sağlıklı bir ağırlığı korumak ve metabolizmanızı desteklemek için şu stratejileri uygulayabilirsiniz:

1. Beslenme Alışkanlıklarını Düzenleyin

Kilo kontrolünün %70'i beslenme disiplinine dayanır.

  • Porsiyon Kontrolü: Tabağınızı küçülterek ve yemekleri yavaş çiğneyerek doygunluk sinyalinin beyne ulaşmasına zaman tanıyın.
  • İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Paketli ürünler, yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren atıştırmalıklar ve fast-food tüketimini minimuma indirin.
  • Lifli Gıda Tüketimi: Sebze, meyve ve tam tahıllı ürünler hem tokluk süresini uzatır hem de sindirim sistemini düzenler.
  • Şekerli İçeceklere Veda Edin: Asitli içecekler ve hazır meyve suları yerine su, maden suyu veya bitki çaylarını tercih edin.

2. Aktif Bir Yaşam Tarzı Benimseyin

Düzenli hareket, sadece kalori yakmanızı değil, metabolizma hızınızın korunmasını da sağlar.

  • Günlük Adım Hedefi: Her gün en az 7.000 - 10.000 adım atmaya özen gösterin.
  • Kardiyo ve Direnç Egzersizleri: Haftada en az 150 dakika orta şiddetli kardiyo yaparken, kas kütlesini korumak için haftada 2 gün hafif ağırlık egzersizleri ekleyin.
  • Hareketsizliği Kırın: Masa başı işte çalışıyorsanız her saat başı 5-10 dakika yürüyün veya asansör yerine merdiven kullanın.

3. Uyku ve Stres Yönetimi

Biyolojik saatimiz kilo kontrolü ile doğrudan bağlantılıdır.

  • Düzenli Uyku: Yetersiz uyku (günde 6 saatten az), açlık hormonu grelini artırıp tokluk hormonu leptini azaltır. Her gece 7-8 saat kaliteli uyumaya çalışın.
  • Duygusal Yeme ile Mücadele: Stres anlarında yemeğe yönelmek yerine meditasyon, kitap okuma veya kısa yürüyüşler gibi alternatif deşarj yöntemleri geliştirin.

4. Takip ve Bilinçlenme

  • Düzenli Tartılma: Haftada bir kez, aynı gün ve saatte tartılarak kilo trendinizi izleyin (ancak bunu bir takıntı haline getirmeyin).
  • Bel Çevresi Takibi: Kilonuz sabit kalsa bile bel çevrenizdeki artış bir uyarı işaretidir.
  • Etiket Okuma: Satın aldığınız gıdaların kalori ve içerik bilgilerini mutlaka inceleyin.

Diyabet ve Obezite İlişkisi

Obezite, özellikle tip 2 diyabetin en önemli risk faktörlerinden biridir. Fazla vücut yağı, özellikle karın bölgesinde biriken yağ dokusu, insülin direncine yol açarak vücudun glikozu (şekeri) etkili şekilde kullanmasını engeller. Bu durum zamanla kan şekeri düzeylerinin yükselmesine ve tip 2 diyabetin gelişmesine neden olur.

Obez bireylerde pankreas, yüksek insülin talebini karşılayabilmek için daha fazla insülin üretmek zorunda kalır. Ancak uzun vadede bu durum pankreasın insülin üretme kapasitesini azaltır ve kan şekeri kontrolü bozulur.

Obezite ve Diyabet Arasındaki Bağlantı Mekanizması

  • Yağ dokusundaki artış, insülinin etkisini azaltan hormon ve sitokinlerin salınımını artırır.
  • Karın içi (visseral) yağlanma, kas ve karaciğerde glikoz kullanımını bozar.
  • Kronik düşük düzeyli inflamasyon, insülin direncine katkıda bulunur.
  • Fiziksel hareketsizlik ve yüksek kalorili beslenme bu süreci hızlandırır.

Diyabet Riskini Artıran Obezite Türleri

  • Abdominal (karın tipi) obezite, diyabet riskiyle en güçlü şekilde ilişkilidir.
  • Bel çevresi 88 cm (kadın) ve 102 cm (erkek) üzerinde olan bireylerde risk belirgin şekilde artar.

Obezite Kontrolünün Diyabet Üzerine Etkisi

  • Kilo kaybı, insülin direncini azaltır ve kan şekeri düzeylerini iyileştirir.
  • Düzenli egzersiz, kaslarda glikoz kullanımını artırarak insülin duyarlılığını güçlendirir.
  • Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleriyle tip 2 diyabet önlenebilir veya geciktirilebilir.
  • Cerrahi tedaviyle sağlanan kalıcı kilo kaybı, bazı hastalarda diyabetin tamamen gerilemesine bile yol açabilir.

Obezitenin Psikolojik Etkileri

Obezite, yalnızca fiziksel sağlığı değil, bireyin ruh sağlığını ve yaşam kalitesini de önemli ölçüde etkiler. Fazla kilolu bireyler, toplumda maruz kaldıkları olumsuz yargılar, dışlanma ve beden algısı sorunları nedeniyle özgüven kaybı yaşayabilir. Bu durum, zamanla anksiyete, depresyon, sosyal izolasyon ve yeme bozuklukları gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Özellikle çocuk ve ergenlerde obezite, akran zorbalığı ve özsaygı problemleri nedeniyle derin duygusal etkiler bırakabilir. Ayrıca stres, kaygı ve düşük benlik saygısı, yeme davranışını daha da olumsuz etkileyerek kısır bir döngü oluşturabilir. Bu nedenle obezite tedavisi sadece fiziksel değil, psikolojik destek ve davranışsal terapi ile de bütüncül olarak ele alınmalıdır.

Obezite Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Obeziteyle ilgili en merak edilen konular; nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve hangi uzmanlara başvurulması gerektiğidir. Bu bölümde obeziteye dair sıkça sorulan sorulara kısa ve açıklayıcı yanıtlar bulabilirsiniz.

Obezite Genetik Midir?

 

Evet, obezite kısmen genetik olabilir. Ailede obezite öyküsü bulunan kişilerde, metabolizma hızı, yağ depolama eğilimi ve iştah kontrolü gibi faktörler genetik olarak etkilenebilir. Ancak genetik yatkınlık, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı ile birleştiğinde obezite riskini belirgin şekilde artırır.

Obeziteyi Hormonlar Etkiler Mi?

Evet, hormonlar obezite gelişiminde önemli rol oynar. Tiroid hormonları, insülin, leptin ve ghrelin gibi hormonlardaki dengesizlikler metabolizmayı, iştahı ve yağ depolanmasını etkiler. Özellikle hipotiroidi ve polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumlar kilo alımına yatkınlık yaratabilir.

Obezite Hangi Hastalıklara Yol Açabilir?

Obezite, birçok kronik hastalığın gelişme riskini artırır. En sık görülenler arasında tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, uyku apnesi, eklem problemleri, kanser türleri (meme, kolon, rahim) ve depresyon yer alır. Bu nedenle obezite, sadece estetik değil ciddi bir sağlık sorunu olarak değerlendirilmelidir.

Obezite Tedavisinde Hangi Bölüme Başvurmalıyım?

Obezite tedavisi için ilk olarak Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. Gerekli görülürse tedavi sürecine beslenme ve diyetetik uzmanı, psikolog, fizik tedavi uzmanı ve bariatrik cerrah da dahil edilir. Bu multidisipliner yaklaşım, kalıcı ve sağlıklı kilo kaybı için en etkili yöntemdir.

Obezite Tedavisine Uygun Bir Aday Mıyım?

Obezite tedavisine uygunluk, vücut kitle indeksi (VKİ) ve sağlık durumu göz önüne alınarak belirlenir.

  • VKİ 30 ve üzerindeyse, tıbbi olarak obezite tanısı konur.
  • VKİ 35 ve üzerindeyse ve diyabet, hipertansiyon gibi ek hastalıklar varsa cerrahi tedavi adayı olunabilir.
  • Daha düşük VKİ değerlerinde ise diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavileri tercih edilir.

Kesin değerlendirme için bir endokrinoloji uzmanı tarafından muayene edilmeniz önerilir.

* Bu içeriğin geliştirilmesinde Liv Hospital Yayın Kurulu Katkı Sağlamıştır .
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde Liv Hospital'da tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. .
Versiyon Geçmişi
Güncel Versiyon
15.10.2025 13:28:00
Liv Yayın Kurulu
+90 530 510 61 88
İletişim Formu Talep / Bilgi Alma
Tümü Chevron Down

Gönder